ülkemiz insanının en büyük yanlışları

entry26 galeri
    21.
  1. türk insanı vatan toprakları üzerinde fiziksel özellikler ve dini görüşleri açısından 2 şekilde yaşar açık müslümanlar ve kapalı müslümanlar olarak. buraya kadar herşey normal. bir de 3. bir tür var türbanlı estetikli beyaz pantolonlu dekolteli gurup. türkiye sınırları içinde kapalı olan müslüman kesim açık olan müslümanlara göre daha azınlıkta kalmaktadır. bu yönüyle biri kalkıp şeriatı desteklerse açık olan müslümanlar senin kafanı koparır. bunu bu ülke insanına asla kabul ettiremezsin. anlamakta zorlananlar var. ülke insanlarının en derin sorunu budur. sana kimse başörtü takma demiyor. sokakta başörtü takınca da dövmüyorlar mini etek giyincede. herkes dinini istediği gibi zaten yaşıyor. ama belli başlı sosyal kurallar var düğüne gelinlik yerine kot pantolon giyip gidersen tabi ki buna tepki gösteren binlerce insan çıkar. ya da okula mayo ile/kar maskesi ile gitmek istersen tabi ki bunada tepki alırsın. insanların anlamakta zorlandığı nokta budur.

    herkesin anlayabileceği şekilde basite indirgeyerek anlatıyorum;

    ''ben özgürüm istediğimi yaparım'' diye birşey yoktur mesela. sosyal yaşam kuralları diye birşey vardır. 75 milyon insanın bir arada yaşamasını sağlayan toplumsal kurallara uyulması zorunluluğu vardır. ''ben özgürüm istediğim yerde durur istediğim yerde yürürüm'' deyip yürüyen merdivenin sol tarafında bekleme yaparsan anneni öperler. sonra ağlayamazsın ''burası ne biçim ülke istediğimi yapamıyorum'' diye. bunun gibi 88 yıl önce ''bunlar ne biçim kadın lan birşeye benzemiyorlar kadınlar şapka taksın etek giysinde kimlikleri belli olsun. modern yaşamak güzel kıyafetler giymek her kadının hakkı olsun'' demiş. çarşafı/başörtüyü/türbanı(ki türban son 10-15 yıldır hayatımızda olan bir olgu) resmi kurumlarda uygun görmeyen bir insanın fikirlerini bugün algılamakta zorlanır, ''yok illa ki şeriat dönemi kıyafetlerini giyeceğim'' der inat eder, direnir 1925 yılında kanunlarla yürürlüğe giren şapka ve kıyafet inkılabını çiğnemeye çalışır yoksayarsan kanuna aykırı davranmış olursun ve kanuna aykırı davranmak en özgür ülkelerde bile suçtur.(ki bu senin 88 senedir bir adım bile ileriye gidemediğini gösterir) ''özgür değilim dinimi yaşayamıyorum vıdı vıdı'' diye ağlayamazsın. çünkü herşeyin bir kuralı var ve kendi egoların için bu kuralları çiğneyemezsin.

    çok kapanmak istiyorsan irana filan gidersin. orda kılık kıyafet devrimi henüz yapılamamış işte. ben şimdi budizmi benimsesem ve tibetliler gibi turuncu çarşaf dolayıp istediğim gibi gezerim türkiyede buraya kadar sorun yok ,ama böyle ayaklarım çıplak turuncu nevresimle devlet dairelerine gireceğim benim inancım bu dersem dayak yerim. ya da ''amaaan ademle havva asma yaprağı ile dolanıyormuş insanlar geçmişte atalarından ne gördülerse onu devam ettirerek yaşarlar bende asma yaprağı ile gezeceğim'' dersem ağzıma sıçarlar. çünkü her özgür ülkede bireysel özgürlüklerden önce toplumsal özgürlük kavramı önceliklidir.

    şimdi dini vecibelerin ardına sığınıp allahın emri budur müslüman ülke herkes kapansın türkiyede dersen ben şortla gezemem, gezersem de muhtemelen erkekler azgınlıktan üstüme saldırır tecavüz eder. e sen özgür olacaksın diye benim özgürlüğümü kısıtlamış olacaksın. ya da sen kapalı olduğun için kocan nefsine yenik düşüp seni açıkla aldatabilir (ki biz buna haksız rekabet unsuru diyoruz)

    bu duruma mahal vermemek için sen çoğunluğa uyacaksın 1925 yılında fiziksel görünüm açısından 2 tip insan olmayacağı anlaşılmış bu konuya bir düzenleme getirilmiş, insan evladı için en iyi olan, modern çağa uyarlanmış tek tip bir görüntü düşünülmüş dedelerinin bile kabul ettiği bir kanuna 2013 yılında baş kaldıran torun olarak çırpınışın inatlaşman kendini kanıtlama, devrim yapmaya çalışma, islam kahramanı olma çaban oldukça gereksiz.

    1925 yılından beri çoğunluk tarafından kabul görmüş bir kuralı 2013 yılında kahramanlık sevdası ile yıkmaya çalışırsan tokadı yersin. aklını alırlar. sonra ağlama. öptüm. tenks.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük