ben dün olan bu rezilliğe kadar eylemlerin sınırı aştığını, insanların kafasına göre caddeleri trafiğe kapatamayacağını, kapatmaları durumunda polisin önce uyarması gerektiğini daha sonra da müdahale etmesinin zorunlu olduğunu savundum hep. savundum, çünkü özgürlüklere ve hukukun üstünlüğüne inanam biriyim. hukyuk dışı her eylemi eleştirdim, amaca giden her yol meşrudur düşüncesini hep eleştirdim. v for vendetta filminin her zaman saçmalık olduğunu ve o filmin çok yanlış anlaşıldığını iddia ettim.
anayasanın 34. maddesine dayanılarak yapılan eylemlerin anayasaya aykırı olduğunu dolayısıyla polisin müdahalesinin doğru olduğunu -orantısız güç kullanımını göz ardı ederek diyorum bunu- savundum.
ama başta da dedim ya düne kadar...
avukat' ın hakları kanunla düzenlenmiştir. ağır cezayı mahkemesinde yargılanması gereken suçlar haricindeki suçlar için avukatın gözaltına alınma, ifadesi alınma gibi konuların nasıl olacağı kanunla düzenlenmiştir. düne kadar hukuk, kanun vs. diyerek savunduğum polisler, valiler, başbakan vs. çıksın şu kanunun şu maddesine dayanarak avukatları gözaltına aldık desin.
üstünün aranması yasak olan adamları nasıl, hangi hakla bu şekilde gözaltına alırnısız? yapılan eylem kanuna aykırı olabilir. prosedürü bellidir. gidersin tutanak tutarsın, şu saatte şurada ifade vermeye çağırırsın, gelmezlerse kolluk zoruyla getireceklerini belirtirsin ama sen bir avukatı yaka paça gözaltına alamazsın. yanlış anlamayın; alamazsın diyorum çünkü kanun izin vermiyor buna. kafama göre söylemiyorum, fikrimi söylemiyorum yani, kanunun emrettiği şeyi söylüyorum.
benim derdim basit; ben hukukun üstünlüğünün derdindeyim, çünkü o hukuk hepimize lazım. allah belanızı versin, allah bin türlü belanızı versin.