Laiklik, din ve devlet işlerinin karşılıklı özerkliğini ifade ederken, uygulamalar bunu tam tersini yaparak, laik modelden çok, devlete bağlı din modelini inşa etmiştir. Din devlete bağlanarak, hem denetimi hem de devlet işlerine koşulması amaçlanmıstır. Bu laik rejimle bağdaşması mümkün olmayan bir uygulamadır. Üstelik, pratikte birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Örneğin devlet, her ne kadar pozitivist bir yaklaşımla dini bastırma yoluna yolunda yürümüşse de, diyanet işleri başkanlığını inşa ederek, çoğunluğun dini olan sünni ıslam ı ıslah ederek devlet bünyesine almıştır. Bu yolla, devlet vatandaşları arasında eşitliği bozmuş, bir dini anlayışı ayrıcalıklı kılmış, bütün vatandaşlardan topladığı vergiyi, bir dinin mensuplarının hizmetine tahsis etmiştir. Bütün bunların laiklikle telif edilmesi mümkün değildir.