doğal olarak, "bu kimin suçudur?" şeklinde bir soruyu da akıllara getirir.
demek ki, varolan işleyişte bir hata var! artık buna eğitim sisteminin yetersizliği mi dersiniz, aile ve çevrenin ahlaki ve insani değerleri gençlere yeterince kazandıramaması mı dersiniz, yoksa kapitalist sistemin; 'ancak arkadaşlarının omuzlarına basarak hızla yükselebileceklerini öğütlemesi'nin etkisi mi? buna varın siz karar verin.
gençler doğruyu arıyorlar. kendilerine yanlış olarak öğretilenlerin farkına varıyorlar. karşıt siyasi görüşte olanlar, aynı hedefler doğrultusunda birleşilebileceğini, omuz omuza, birbirlerini koruyup-gözeterek ortak mücadele yapılabileceğini yaşıyarak görüyorlar. ateistler 'kandil simiti' dağıtıyor, çadır mescitlerin yapımı için dindar arkadaşlarına yardımcı oluyorlar. fenerbahçelisi, beşiktaşlısı, galatasaraylısıyla gençler, yaşadıkları çevreye, kentlerine sahip çıkıyorlar. ortaya çıkan bu rengarenk tablodan alınacak büyük dersler vardır. bir önemli farkla ki; bu kez gençler, bu birlik ve beraberlik görüntüleriyle büyüklere, özellikle de siyasetçilere önemli dersler veriyorlar.
