yine gunlerden sali idi, her zaman oldugu gibi mahallemizin serseriler duvarinda oturmus gunun batisi ile huzunlenen gonullerinmizi senlendirmek icin tubrog iciyorduk,
kutu tuborglarin halkalarindan tutup cektiginiz zaman cikan o cissssss sesi yok mu? offff ne kadar da huzur dolu bir sestir o, tam o halkayi cekerken alinan huzuru sevisirken bile alamiyorum,
neyse iste tam o sirada karsidan geldi hanimefendi,
aceba bir gotluk yer de bana acabilirmisiniz dedi,
yanimda duran harun'u dirsegimle durterek uyardim ve harun suratini eksite eksite yana dogru kayarak hanimefendiye bir gotluk yer actik,
tekrar harunla olan sohbetime kaldigim yerden baslayacakken,
aceba banada bir tane verebilirmisiniz rica etsem dedi,
ba ba ba ne kadar da kibar hanimefendiymissin sen diye dusunurken tuborgun halkasindan cekerek kutu birayi acip kirmizi dudaklarina goturmesi bir oldu hanimefendinin,
eee dedi,
ne eeee'si dedi harun,
sana demedim se salak sen isine bak dedi,
aaa ne kadar da sinirli idi bu hanimefendi boyle,
kime dedin o zaman dedi harun,
beyefendiye dedim dedi,
tam o sirada ben sokak lambalarinin aydinlattigi, arnavut kaldirimli sokagin ucundaki icinde sokak kedilerinin cirit attigi cop tenekelerine bitmis olan tuborg kutusunu adeta sakil oniyilin smac attigi gibi atarak koseyi donup gozden kayboldum.