gibi bir üslupla yaklaşırsanız, hakaret ettiğiniz kesimin tabanını o kişiye daha çok kanalize etmiş olursunuz. bu psikolojik bir şeydir, insanlar sevdiği saydığı hocasını/şeyhini kayırmak ister, hataların kendi içinde tölere eder. edip yüksel ise nefreti körükleyerek o kesimleri, gerçekte eleştirmekte haklı olduğu hurafe ehline daha çok sürüklemektedir.
ayrıca 19 mucizesi zırvasının matematiksel bir temeli yoktur. buna da değinmiş olalım. edip yüksel dünyada hiçbir zaman var olmamış denklem ve sayma sistemleri geliştirerek bir standardı olmayan, tipik kabalacı sistemi kullanarak kendince bir formül geliştirmiştir. bir dinin temeli matematiksel kavramlara indirgendiğinde o artık din olmuyor, ''hilyecililk'' oluyor. din olgusu ise ''mutlak kabul ettirme'' üzerine kurulu bir sistem olmamakla birlikte, kişinin, toplumun siyasal, sosyal yaşantısına bir öğüt biçimindedir. bu tip ''iradeyi etkisiz bırakıcı'' yöntem, dine neden inanılmaması gerektiğinin kanıtı olarak -yani argümansal olarak- kullanılabilir, bu tehlikeyi doğurur. din kanıt ister, ancak hayatın kendisinden. bu sebepten edip yüksel bu noktada yanlış yapıyor, ayrıca bahsettiğim gibi 19 sistemi matematik açısında hiçbir anlam ifade etmiyor. çünkü orada matematik yok. edip yükselin keyfiyetine göre eksiltip çıkardığı sayma sistemleri var.
kendisi ile birleştiğimiz tek nokta, hurafeler ve şirk konusudur, yoksa iki cihan bir araya gelse, edip bey'in üslubunu ilmi bulmuyor olacağım.
