ders çalışmak için on numara bir kütüphanedir. o ortama giren bi insanın ders çalışma zorunluluğu olmasa bile bir şeyler okuma, araştırma isteği doğar. her şeyi iyidir, hoştur. öğrenci işidir. yemekhanesi ucuzdur. yemeklerin tadı 'iyi'dir.
ancak gel gelelim, yaz günü hiç çekilmez... bir sıcak oluyor ki anlatamam. kızılcık döker insan. uykun gelir kafan küt diye düşer masaya. zaten 600 kişi aynı salonda aynı anda nefes alıp veriyor, bir de bu sıcaklarda düşünün o havasızlığı. yok ben oksijen maskesi ve mobil pervane ile gider çalışırım diyorsanız o zaman tamam... ancak aksi taktirde ders çalışmaya bu sıcaklarda dayanılamayan yerdir. özellikle yaz günlerinde haziranda falan kpss ve tus yaklaştığı için daha da kalabalık olmaktadır. kimi zaman akşam 6 da bile sıra olmaktadır.
bir salonda 2 adet klima bulunmaktadır ve şu haziran ayında ikisi de çalışmıyor. çalışsa ne yazar o denli büyük örneğinmüjgan cunbur okuma salonunu soğutması mümkün değildir.
pencere desen, boydan boya pencere dolu salon ama hepsi açılmıyor. ancak bir kaçı açılabiliyor. onları da açsan esmiyor arkadaş. 1 yaprak dahi kımıldamıyor ve salona yeteri kadar oksijen gelmiyor. serinlik desen asla...
ayy allahım nasıl da daralmışım ya. en çok muhtaç olduğum günlerde kütüphaneden bu yüzden uzaklaşmak bana oyuyor sözlük. ders çalışan adama serinlik, ferahlık ve oksijen lazım. ama milli kütüphanede yazın bu yok maalesef.