"adanada ölen polis memuru mustafa sarı niye ölüyor bu insan? niye ölmek zorundalar? yani nasıl bir mantıktır bu? yaşamdan çok ölüme inanan bir iktidar pratiği dünyanın neresinde kabul görmüş ki biz kabul edelim? ha, şunun da altını çizelim: bakın bu eylemler esnasında en çok unutulan insanlardan bir tanesidir. yani mehmet ayvalıtaşı unutmuş değiliz. ethem sarısülükü, diğer belediye işçisi, gözünü kaybedenler, kafasında dikişler olanlar, yoğun travmada burakın mesela can çekişiyor ama bir kişi var biliyor musunuz lale hanım? adanada kağıt toplayan bir çocuk var. öldü o çocukta o kargaşa içerisinde köprüden düşen polisle beraber öldü diye bilgimiz var. ama kâğıt toplayan çocuğu kim ciddiye alsın ki? sürekli 3 çocuk yapmaktan bahsedenler, orada bir kağıt toplayan çocuk ölmüş, bunu niye ciddiye alsınlar ki? çocuklar bu ülkede 2.5 yaşında kübra acından öldü. acından öldü. çocuklarına bakamadığı için 26 yaşındaki anne biz ismini e.a. diye biliyoruz, çünkü hep bir kısaltmadır bu ülkede yaşanan zulümler. yani o kendini astı. burada insanlar ölüyor. toki bodrumunda da ölürsünüz bu ülkede. bugün zonguldakta, yeni çertekte maden ocağında da ölürsünüz. yani bugün metin göktepe gibi duvardan düşer ölürsünüz. sonra bir gün tepenizde savaş uçakları belirir roboskideki 34 kişi gibi ölürsünüz. afyon da cephanelik patlar 25 tane asker olarak ölürsünüz. kız vermiyorlar gerekçesiyle askere gittiğini bildiğimiz çocuklardan bir tanesi diğer 11 arkadaşıyla afgan dağlarında, bizim ne işimiz varsa afgan dağlarında, nato çerezi olarak ölürsünüz. yani sürekli ölürsünüz bu ülkede."