çok sık yaptığım şeydir. çocukluğu duygudan yoksun şekilde geçmiş olan ben nasıl bu hale geldim bilmiyorum. mutsuzken veya sinirliyken ağlamayı bırak dizi izlerken, bir şeyler okurken, konuşurken bir an o duygusal duruma girip ağlamaya başlayan bir insan oldum çıktım.
çoğu zaman kafamda dönüp duran şeyler gecenin bir vakti yalnız başıma kaldığımda kafamda fazla ses yapması sonucu ortaya çıkıyor bu hal. rahatlatması güzelken; ayrıca da bir gerginlik ve artı ekleri oluyor kafadakilere. her seferinde derim ki kendime, bu son. daha ağlamak yok. zamanında bir film izlemiştim, klasik saçma sapan romantik komediler filmlerindendi. başrol en son 15 yaşımda ağlamıştım ağlayamıyorum meselesine saplanmış kalmıştı. filmin sonlarında zaten aşık olduğu adamla ayrı düştüğünde ağlamıştı kadın ve öyle bitmişti falan izleyici oh be diye rahatlıyordu falan. o kadın gibi olmak istediğim çok vakit oldu. öyle bir gün olsun ki benim için, bu son ağlayışım olsun. sonra çok ağlamak istesem bile ağlamayı beceremiyim istedim. ben mi çok hastalıklı düşünen bir insanım anlamadım gitti ama rahatlatıcı etkisinden çok daha fazla içimde kalan şey oluyor sonrasında. en ufak ses, düşünce, görüntü yeniden yerli yersiz anlarda tekrardan ağlamaya başlamama sebep oluyor. içimi neye, nereye ve nasıl dökeceğimi bilsem de şu ağlayarak patlama lanetinden kurtulsam keşke..