ha, ordunun patronu olduğunu iddia eden, yüzde elli'nin oyları ile çooook güçlü olan sivil iktidar derse ki "size emrediyorum, gidin bunları durdurun", işte o zaman ordunun işi olur. peki ordu o verilebilecek emri yerine getirir mi, orası başka bir mesele. çünkü o emri aldıktan sonra ordu tarafından direnişe karşı bir hareketlenme olursa, bugünkü türkiye'de darbe bile yapamayacak bir organizasyon tam anlamıyla kendisini sıradan insanla karşı karşıya bulacak, yani polisten bir farkı kalmayacaktır. hayır efendim, mal değiliz, lütfen: vay efendim, "polis cemaatin, tayyip'in, muhafazakarlığın maşası, ama ordu başka, o bizden, halk çocukları..." yanılsaması içerisine düşülemez, askerin de bu ülkede yapabildikleri tarihsel olarak ortadadır. üstelik bu yeni nesil bilmez öyle "ordu şöyle kutsaldır, vurduğu yerde gül biter" tarzından eski korkuları; kendisine saldırana gereken cevabı verir, elinden geldiğince, ve ölen olursa da, kalan olursa da fatura askerlere biçilir. özetle, kalan üç kuruşluk değeri de yerle bir olur yani, hodri meydan.
peki ya ordu o emri sallamazsa, "generalimiz kalmadı, üç beş tane gönderin bir zahmet" derse ne olur? işte o zaman onu da tayyip düşünsün...