on tane almıştık, onlara bakmaktan başka derdim yoktu küçükken, her on dakika da bir yanlarına gider bakardım, gözlerini yavaş yavaş kapatıp açarlardı. bazen kapatacak bir daha açmayacak diye korkuyordum.
çok küçükler diye de büyük bir akvaryumun içine koymuştuk tabi içinde su yok. üzerine de seyyar lamba yakmıştık ki lambanın ışığı ile ısınlar üşümesinler. gün geçtikçe büyüyorlardı. artık bokları bile kokmaya başlamıştı.
misafirliğe gelen komşu çocuklarına da göstermiştim, bakıyorduk onları seviyordum. sonra annem hadi gelin çocuklar bisküvi yeyin diye bize içeri çağırdığın da, komşunun çocuğu ben odadan çıktıktan sonra lambanın ayarı ile oynamış küçük civcivlere beş santim daha yaklaştırmış ve iki saat içinde hepsi de sıcaktan ölmüş. çok üzülmüştüm. arkadaşım da küçüktü bilmiyordu belki ama yine de orospu çocuğu demekten de kendimi alamıyorum.