uzak diye bir yer yok
ellerinin parmaklarıma yakınlığı var sadece
dudağının kenarından öpmek için eğilmem gereken mesafe bir de...
saçlarının uçlarına
yağmur damlaları tutunduğu vakit
sevgi düşer
toprağa.
uzak diye bir yer yok
cidden yok sevgili
kavuşmak ümidi yeter sevişmeye
boynundan bir öpüş gibi gelir tebessümünü hatırlamak
ve yakın olur tüm uzaklar kirpiklerin düşlerime batınca
uzak diye bir kelime yok
sensizliğin tüm anlamlarını dolduran bir sıfattır uzak
cümle içinde kullandığında başına mı sonuna mı koysam dediğin...
trenler ve gemiler de bilmezler uzak denen mereti
onlar için "yakın"dır hep hayat
yüreğimi trenlerle vapurlarla yakın etmezsem uzak olsun sana tüm geliş yollarım.
iyi belle sevgili uzak diye bir şey yok
ellerini tutarken içimde olan depremlerin enkazı var yalnızca
gözlerini gözlerimden kaçırışım var
yüzümün kızarıklığı
boncuk boncuk diyebileceğimiz terlemeler var
bir de sen varsın tüm anlamları güzelliğe uyarlayan
güzelliğe uyarlatan.
uzağı da güzelliğe uyarlattın ya...