başbakanın bu açıklamalarını talihsiz buluyorum bu bir.
akp'ye oy verenlerin yüzde 50'si, demokrat seçmendir. taban seçmeni değildir. yani chp'nin ulusalcıları, mhp'nin turancıları gibi bir örgütlenmesi yok akp'nin, bu iki. bunlardan biri de benim, akp için meydana falan da inmem.
akp'ye oy atanların bir kısmı da islamcı tayfadır. ama bunların kökeni, saadet partisidir. sp'nin kazanma şansı olmayınca, akp'nin merkez sağ partisi olmasını fırsat bilerek, akp'ye oy vermektedirler. bunlar da akp için kıllarını kıpırdatmazlar.
akp'ye oy verenlerin belli bir bölümü de, yaşlı insanlar zaten, sanmıyorum meydana ineceklerini.
ama bence tüm bu etkenlerle akp'li seçmen övünmelidir. çünkü akp, yanlış yaptığı zaman oyu azalacak bir partidir, hata yapma lüksü azdır. demokrat seçmeni gider başka parti bulur veya sp'li, mhp'li taban gider kendi partilerine oy verir. bu yüzden akp oyları iniş çıkışlıyken; chp ve mhp hep aynı oyu alır.
buradan hareketle diyebiliriz ki, akp'li seçmenin dışarı çıkmaması tırsak ve kavgadan dövüşten korkan insanlar olması değil, gerçekten demokrasiye inanan insanlar olmasından kaynaklanır. bağıranın değil, oy alanın kazanmasına olan bağlılıklarından dolayıdır bu durum.
öyle ''gelin meydana da ananızı belleyelim'' muhabbetiyle olmaz bu işler.
başbakan da böyle bir partinin genel başkanı olarak ettiği lafla sıçmıştır bana göre.
ha, nasıl olur; bir anarşizm ortamı oluşur, devrimin ayak sesleri gelir, o zaman tüm sağ cenah toptan iner meydana, inandığı değerleri muhafaza etmek için. akp'lisi de olur, sp'lisi de, mhp'lisi de, bbp'lisi de...
önemli not:
bu yazıyı ne solcuları celallendirmek için, ne de akp'lileri rencide etmek için yazdım. bir durum tespitinden öte bir şey yapmadım. ben önemle duyurayım da...
