başlamadan önce not:bu başlık dolmusta ayakta beklerken yeni gelip oturan kadina sinir olmak şeklinde açılmak istenmiş ama karekter sınırına takılmıştır...
şimdi başlayabilirim...
her ne kadar ana avrat düz gitmek istesem de, gerek terbiyeli bir insan oluşumdan,gerekse sözlük formatında geçen ilk entry tanım olmalı kuralından dolayı sakin bir giriş yapacağım.ama tabi nasıl bitireceğimi bilemem...
neyse tanıma geçelim...uzun süre ayakta gitmenin ve dolmuşun sürekli sallanmasından dolayı kafayı tavana vura vura oluşan baş ağrısının verdiği etkiden kaynaklanan,birinin 'müsait bir yerde inicek var' dediğinde oluşan umudu, hemen binerek ve boş yeri adeta çocukluğumuzun doğum günlerinin aktivitesi sandelye kapmacadaki çevikliğimize taş çıkaracak şekilde kaparak yok eden teyzeye hafiften kıl kapma,kafa kol dalmak olmasa da inerken şöyle bir çelme takma isteği doğuracak şiddette bir sinirle sarsılma olayıdır.
öncelikle şunu söyliyim cümle uzun oldu kesin bir anlatım hatası yaptı bu ibne,şimdi düştün elime diye sevinmeyin.cümleyi 5 kere okudum...hiçbir anlatım hatası yok.öss'de çıksa anlatım hatası bulamam şerefsizim...
artık tanımı da yaptığımıza göre,kişisel ve forumsal bir tarza dönebiliriz...
bugün başıma gelmiş bir olaydır bu.bütün gün gezip tozduktan sonra* ayaklarımın tabanları ağrırkene dolmuşa bindim efendim.dolmuşta yer vardı aslında ama,arkamdan binen nur yüzlü,tonton nineye yer vererek ondan sağol evladım,bana torunumu hatırlattın dedikten hemen sonra içinde kurabiye falan olduğunu tahmin ettiğim poşetinden bana bir şey vermesini bekledim.ama o göz temasından kaçınarak oturunca hayallerim yıkılmadı değil.ama olsun ben ona yerimi helal ediyorum yine de...
neyse ben ayakta kalınca klasik oyunumu oynamaya başladım.nereye kadar ayakta kalıcam ve kimde az sonra inecek tipi var...ilk düşüncem şu önde oturan amca birazdan iner diyeydi.çünkü götünün yarısı dışardaydı ama o da şöförle muhabbeti kurunca anladım ki son durağa doğru iner...işte bp görünmüştü uzakta.ilk umudum...ama orda da kimse inmeyince bir daha ki oturma olasılığımın olduğu yerin migros olduğunu düşündüm.en arkada oturan ve telefonda 5 dakkaya geliyorum annecim diyen kızda orda inmeyince ayakta beklemeye devam ettim.lan kız 5 dakka dedi,ben inince hala dolmuştaydı...
uzattığımın farkındayım,ama okucan nasılsa,o yüzden hiç artistlik yapma...sonra o an geldi işte...cam kenarında hem de en sevdiğim yerde oturan amca müsait bir yerde dedi...hayallerim gerçek oluyodu.gözümde canlandı bir an.sonuna kadar açık bir cam,ve rüzgarda saçları uçuşan ben...çok mutluydum.ama işte orda o hain kadın çıktı ortaya.göz göze geldik.yerimi istiyordu...amcanın yanında oturan yerimi verdiğim teyzenin geç çekilmesinden faydalanıp dolmuş durur durmaz,bindi ve amca daha yerinden çıkmadan,o yeri kendine ayırttı hain kadın...
o an dünya başımdan yıkılmıştı.bu boyattığı kızıl saçı ve asık suratıyla hayatta yer verilmicek en fazla 35 yaşında olan koca topuklu ve dizinin altında olan eteğiyle oraya oturdu.içimden küfürler ede ede bir baktım ineceğim yere geldim.yol ağzında diye bağırırken sesimdeki titreme hayalkırıklığımı çok net ele veriyordu...dolmuş şöförü tam istediğim noktada durarak beni teselli ediyordu adeta.5 dakka sonra inicem diyen kız kusura bakma diyordu gözleriyle bana.20 milyonunun üstünü,hiç düşürmeden çok klas verdiğim eleman başka sefere dostum dercesine baktı.ama ben başım dik indim dolmuştan...dolmuş gaza basıp önümden geçerken anladım ki kimsenin sikinde değildim ve bunların hepsini kafamda yaratmıştım...
annemin oğlum eve gelirken fırından ekmek al dileğini gerçekleştirirken fırıncıya bütün duygularımı açmayı o kadar çok isterdim ki.50 kuruş aldığım o nasırlı elleriyle bana sarılmasını üzülme evladım,bir gün seninde araban olur kurtulursun bu dolmuş ızdırabından demesini hayal ettim...
bir baktım eve gelmişim.kapıyı çaldım ve içeri girdim...
lan yeter sıkıldım.bundan sonrasını anlatmıyorum...bu demek oluyor ki bu sevgili günlük tarzı entry burda bitiyor...