görevini yapan öğretmendir. "öğretmen çocuğun rehberidir-okul hayatın ta kendisi olmalıdır" diyerek okulda eğitim kuramlarını sike sike beynimize sokup kpss de incir gibi bizi silkeleyenlerin itiraz etmemesi gerekir- bize çocukların dünyadan kopuk yaşamaları, mal olmaları için eğitim verilmedi. bahsi geçen yazıda da öğretmen günün değerlendirmesini yapmıştır. 80li yıllardan kalma konuşursan yanarsın faşist dayatmasına olan itimatları yüzünden üstlerine yapışmış kalmış konuşma korkusuyla, öğretmen siyaset yapıyooğğğ gibi gereksiz ithamlarda bulunanların ıq seviyelerini tahmin etmek istemiyorum artık.
ders saatleri avrupa standartlarına uygun olsun medeni standartlara yetişelim diye orta okul ve ilk okulda dersler 1 saat daha artırıldı. ama müfredata eklenen dersler ağırlıklı olarak kuran, peygamber hayatı vs. bilimle avrupa standartıyla alakası yok. çocuklar tam bi mal şekline girsin diye uğraşıyorlar. biz öğretmenlerinse görevlerine sadık kalarak müfredatmış, kuralmış demeden üstüne düşen vazifeyi yapması şart.
iyi yetişmiş dersini iyi öğrenmiş öğretmenleri olarak, biat eden koyun sürüleri gibi yetiştirmemiz istenen çocuklara sorgulamayı öğretmek olan bitene karşı farkındalık ve duyarlılık kazandırmak bizim görevimizdir. taksimde olan olay toplumsal bi olaydır siyasetle ilişkilendirip öğretmeni suçlu durumu düşürenlerinse canı cehenneme.
80li yıllardan sonra "sen karışma aman sen uzak dur" diye diye öyle pısırık öyle koyun bi nesil yetişmiş ki şuan bunun acısını çekiyoruz.