ahanda okuyorum ve cevap veriyorum dediğim gerçekler. bir kısa not; ben akp'li değilim.
madde sırasıyla :
1. ayyyynen katılıyorum. yasak toptan anayasada yapılacak gerekli revizyonlarla kaldırılmalıdır. iktidar bunu henüz başaramamıştır çünkü misal bir açılışta kurdeleyi bismillah ile kesmesinden dolayı 11 yıl sonra bile hala "aha valla getirecekler şeriatı" diyen bir kitle vardır memlekette. ben iktidarı bu noktada eleştiriyorum çünkü samimiyim. fakat siz eğer bu yasağı anayasayla kaldırsaydı birinci maddeye muhtemelen "türban yasağını kaldırdı, şeriatı getireceğinin kanıtıdır bu" argümanını koyacaktınız. samimi değilsiniz.
2. söylediğine değil icraatına bakmak lazım. nasıl "sayın apo" sürçmesiyle pkk sempatizanı olmuyorsa bu adam, bu söylemle de alkol içenlerin düşmanı olmaz, onları aşağılıyor kabul edilemez. fakat alkol içilmesini tasvip etmediği zaten bellidir, bunu inkar da etmez, etmiyor. yapmış olduğu düzenlemeler alkol almayan biri olarak beni memnun edebilir fakat ben de yersiz ve zamansız olduğunu düşünüyorum. yönetmeliği tam olarak okumadım o yüzden şusu yanlış busu doğru diyemem. işin özü şudur : sen şu anda istediğin mekanda, istediğin zamanda alkolünü kimmmseye hesap vermeden içebiliyor musun istanbul'un mevcut yüzlerce gece klübü ve barında? evet içebiliyorsun. gerisi hikayedir, teferruattır. ha gün gelir adam bunu yasaklar, hep beraber kolkola taksime ineriz. senin özgürlüğün benim özgürlüğümdür.
3. üstteki madde ile benzerlik arzediyor. bir nokta var, alkolün satışını yasaklamadı. süre ve satış noktaları konusunda sınırlama getirdi. arada dağlar var, ovalar yayılıyor.
4. ifadelerdeki kibire ve ego patlaması eleştirisine harfiyen katılıyorum. bazen ne söylediğin değil nasıl söylediğindir önemli olan. adam diyor ki, "bu proje (gezi parkı) benim 2011 yılındaki seçim vaatlerimden biri. ben bana oy veren insana verdiğim sözü tutuyorum. gerekli yerlerden de (belediye meclisi) onayları aldım. yapmazsam bana oy verenlere ihanet etmiş olurum. bundan dolayı da kimseye tekrar sormak gibi bir durumum yok. bana zaten 2011 yılında onay verildi." bir iktidar partisi her gerçekleştireceği proje için diğer kesimin de onayını alacaksa yanmışız, ülkeye çivi çakamayız.
5. tümüyle muğlak bir paragraf. ne anlatılmaya çalışıldığı belli değil. terörü bu adam bitirirse kahrından ölecek insanlar var bu ülkede. ya da yine şehit haberleri gelirse zil takıp oynayacak dalyarak dolu. fakat sizin bu kapsamda oldugunuzu düşünmüyorum. onun için geçiyorum.
6. asıl soru şu olmalı : apo idam edilseydi terör biter miydi? elbette bitmezdi. hepimizin ciğeri bir miktar soğur fakat yeni şehit haberleriyle tekrar yanardı cayır cayır. fakat son gelişmeler ile muhatap alınacak, esaret altında, köşeye sıkışmış fakat hala lafını dinletebilen bir adam olması dolayısı ile idam edilmeyişinin hayırlı oldugunu düşünüyorum. tam olarak bilmiyorum, tahminimdir : devlet dalı kesip (aponun kafayı) daha gür çıkması yerine, ağacın dibine mazot döküp kökten kurutma yolunu seçmiştir. kökü kuruyunca (dağda adam kalmayıp bölge kalkınınca) dal (apo) zaten kuruyacak, yıllar sonra kimsenin sikinde olmayan bir adam olarak imralıda geberip gidecektir.
7-8-9. bu maddeler tam hikaye. elbette daha iyisi olabilir ama bu verilen hizmeti yok saymamıza gerekçe olamaz. geçen hafta emekli bir yakınım tek kuruş ödemeden acıbadem hastanesinde bypass ameliyatı oldu. yani devlet diyor ki sıra beklemeyi göz önüne alıyorsan gel bedava. yok bir miktar katılım payı verebilirsen git özel hastaneye ben senin adına ücretin çoğunu ödeyeceğim. hatta bazı durumlarda (kalp, acil vakalar vs.) nereye gidersen git para ödemeyeceksin. hem her durumda süper hastane hizmeti alacaksın, hem hiç para vermeyeceksin. oldu be! aile hekimlerini eleştirmişsin de aile hekimlerinden önce ne vardı onu bir söylesene. yine gidiyorsun, hastanelerde beklemek yerine iki tahlilini yaptırıyorsun, çocuğuna aşı vurduruyorsun. valla bizimki ayda bir arayıp hatır bile soruyor. ben çok memnunum. allah akıl edenden razı olsun.
10. bu adamlar gelmeden önce 180 küsür liraydı asgari ücret. 800 tl yeter mi? elbette yetmez, bugün fakirlik sınırı olmuş 2000 tl. ama sen asgari ücreti 2000 tl yaparsan o adamı o parayla çalıştırabilecek kaç işletme çıkar? kaş yapayım derken göz çıkarmayasın? kayıt dışılığı, kaçak işçiyi körüklemeyesin? bu konu ülkenin genel kalkınma durumu ile ilgilidir. öyle "ben 2000 tl yapacam asgari ücreti" diye zart artıramazsın. ülke olarak kalkınmak lazım ki şu anda o yoldayız çok şükür.
11. bkz. 10. madde.
12. meseleyi ayırmak lazım. yol yaptıran iradeye hakkını vermek, bunun düzgün yapıldığını denetlemeyen ya da bundan rant sağlayan sorumluyu bitirmek lazım. iktidar ikinci meselede eksiktir. sadece yollarda değil bir çok inşaat projesinde bu böyledir. fakat o yolların projeye dökülmesi, kaynak yaratılması ve gerçekleştirilmesi tek başına takdir edilmesi gereken bir husustur. fakat diğer tarafı da dibine kadar eleştirmemiz şarttır.
13. bir türlü bir sistem oturtamadılar katılıyorum. fakat verilen burs miktarları, açılan üniversite sayısı nezdinde eğitim alanında da takdir edilmesi gereken icraatlarda bulunduklarının altını çizmek lazım.
14. 29 ekim'de boğaz köprüsünde yapılan gösterileri ağzı açık ayran budalası gibi seyret, ilk koşan sen ol, sonra "29 ekim kutlanmıyor" de. oluyor mu? olmuyor. yaptıkları, dürüst olalım, hepimizin nefret ettiği stadyum kutlamalarını kaldırmak. kutlamalardaki militarist dokuyu temizlemek. tamamı ile destekliyorum. zamanında benim de söve söve katıldığım, şimdilerde trt kanallarında yayınlanan ve kimmmmmsenin izlemediği, katılan çocukların tıpkı bizler gibi bitsin de eve gidek dediği kutlamalar bana zerre dokunmuyor ama o boğazda yapılan havai fişek kutlamasında içim bir hoş oluyor kardeşim. kimsenin milli bayramlara dokunduğu falan yok fakat sizin ordan bakınca öyle gözüküyor.
15. hikayeden bir madde. neden atatürk dememiş, gazi demiş falan. atatürk dese neden gazi mustafa kemal demiyor diyeceksin. adamın kafasındaki atatürk figürü seninkiyle birebir örtüşmüyor doğru. fakat bu adamı cumhuriyet düşmanı vatan haini yapmaz. bu kadar basit.
16. eğitim sistemi ile alakalı bir durum. eskiden sınıflar 60-70 kişi olurdu. öyle bir durum var mı şimdi? istisnalar olabilir ama büyük çoğunluğu halledildi bu konunun. öğrenci başına düşen öğretmen sayısı artırıldı. nasıl yapıldı bu? okul yaparak. daha yapılmalı mı? lokal olarak evet ihtiyaç hasıl olan bölgeler olabilir. yapılır, yapılmaya devam eder. fakat asıl mesele öğretmen arzında. ihtiyaçtan çok öğretmen mezun oluyor. ne yapacağız her çocugun başına bir öğretmen mi dikeceğiz? dikelim. maaşını kim verecek? devlet. e sonra benzinden, elektrikten alınan vergiye sövüyorsun. nasıl ödeyecek devlet maaşları? limon mu satsın pazarda? tıpkı imam hatiplerde olduğu gibi arz fazlası söz konusu. öğrenciler diğer branşlara yöneltilmeli. gerek aileleri gerekse devlet tarafından.
17. su değil de elektrik öyle. çünkü enerjide dışa bağımlısın. adam hes yapıyor sövüyorsun, nükleer santral yapıyor sövüyorsun. sonra elektrik faturan kabarık geldi diye yine sövüyorsun. kuzum sen ne istiyorsun? dışa bağımlılıktan kurtulalım ama faturalar düşmesin gel beraber sövelim.
18. hikayeden bir madde daha. hepten kaldırsa şeriatçı olacak yine söveceksin. öte yandan tekel markasının tekelliğine son verdi adam ona laf yok? tek rakı tekel rakısı olsaydı görürdüm ben o fiyatları...
19. bkz. 17. madde.
20. öğretmende arz fazlası var dedik ya, yargıda da bunun tam tersi. hukukçu yetişmiyor memlekette. yetmiyor. daha fazlasını sağlamak, teşvik etmek elbette devletin işi öncelikle. kısmen katılıyorum yani.
21-22-23. araçlarda aşırı vergi yükü oldugu gerçeği hariç saçmalamışsın. sadece ona değinip uzatmayacağım. ben de isterim ucuz arabaya binmek. ama öte yandan araç sayısı daha da artarsa olabilecekler beni ürkütüyor. petrolde dışa bağımlı bir ülke olarak, yakıt fiyatları artan talebe istinaden daha da artar mı? yollar kaldırır mı? falan. neyse...
24. bkz. 2. madde.
25. kim eleştirmiyor yav? 3-4 çeşit medya var memlekette. hükümet yanlısı, ölümüne muhalefet, holding medyası, vesair. bunların hepsi cirit atıyor. isteyen istediğini yazıyor okuyor.
26. doğru o yüzden öldü. dış politikada 3 maymunu oynamamızı istiyorsan, komşunda yaşanan savaşı görmezden gelmemizi istiyorsan sen bilirsin. şimdi seninle burda dış politika tartışamayacağım, lakin yoruldum. çok uzadı.
27. amerika dünyanın en büyük ekonomisi ama evsiz sayısı bizden fazla. ne olacak şimdi? bkz. 10. madde.
şimdi ben bunları yazdım diye beni yandaş, yalaka, koyun ilan edenlerin topunun beynini iğfal edeyim. bari emeğime acıyın ulan.
pekiiii hükümetin ya da başbakanın hiç mi yanlışı yoktur ulan erdener?
zebil.
fakat bu yanlışların hiç biri onları cumhuriyet düşmanı, şeriatçı, yobaz, vatan haini yapmaz.
en fazla başarısız bir iktidar yapar ve sonucunu sandıkta görür.