yanlış bilinen önerme. susmamaktadırlar. içlerinde doğruya doğru yanlışa yanlış diyenler de vardır. içlerinde başbakanın her söylediği doğrudur diye kabul etmeyenler de vardır. fakat bazıları gibi her söylediği yanlış da dememektedirler.
gezi parkına avm yapılmasına, insanların özel hayatına müdahele edilmesine, halka tam olarak izah edilmeden kanun çıkarılmasına karşıyım. olayların ilk gününden itibaren polise hükümete öfke kusuyorum. sadece oturan, kitap okuyan insanların üzerine biber gazı sıkılıp dağıtılmasını hazmedemiyorum.
ama gelin görün ki işler çığrından çıktı. benim özel hayatıma müdahele ediliyor değerlerime saygı gösterilmiyor diyen adamlar, camilere ellerinde bira şişeleri ayakkabıları ile giriyorlar. kamu mallarına zarar veriyorlar. etrafı yakıp yıkıyorlar. başörtülü kadınlarımıza küfür edip hakaret ediyorlar. yani haklıyken haksız oluyorlar.
direniş masumiyetini yitirir ve kutuplaşmaya giderse yerimiz direnişçilerin yanı olmayacak. antep tabiri ile eşgi üşgü bizim bağın üzümü deyip hükümetten yana olacağız. çünkü direniş sırasında yapılanlar bize gösterdi ki direnişçilerin başa geçmesi durumunda benim özel hayatıma saygı gösterilmeyecek. ben yaptım oldu anlayışı ile kanunlar benim aleyhime çıkacak, benim fikrim yine sorulmayacak.
Hükümeti yıkacağını söyleyenlerin şu sorulara samimiyetle cevap vermeleri gerekir:
- iktidar olursanız başörtülü kadınlarımızı yine dışlayacak mısınız?
- iktidar olursanız bizleri fişleyecek misiniz?
- iktidar olursanız bizim dini hayatımıza saygı gösterip bunu yaşamamız için çaba sarf edecek misiniz?
- iktidar olursanız bizim görüşümüze yakın olan okulları kapatacak mısınız?
- iktidar olursanız kadrolaşacak mısınız?
bütün bu sorulara cevabınız evetse kusura bakmayın sizin de hükümetten bir farkınız yok demektir. Öyleyse hükümete oy vermeye devam...