Taksim Gezi Parkında göz diktiğiniz o birkaç ağaç, sizin piyasacı beyin kıvrımlarınızdaki karşılığıyla sadece birkaç odun değilmiş demek ki
Fakir fukaranın, garip gurebanın ücrete tabi olmadan gölgesinde nefesleneceği o üç karış yeşilliğin, insanların nasıl yaşayacağıyla ilgili karar sahibi olma ısrarlarının simgesi olabileceğini nerden bilecektiniz?
Ne de alışmıştınız kayıt-koşul koymaya oysa
insan yaşamına ayar çekmek ne başdöndürücü bir mutluluktu
Hiç kusura bakılmasın, karar verdik, bitti o iş repliğiyle, ne işler bitirmiş, ne belalar savuşturmuştunuz
1400 yıllık bir geleneğin ideolojik zırhını da kuşanıp, tevekkül ve biat dışında her türlü vatandaşlık hakkını çok gördüğünüz kullarınızı yönetmenin yerçekimsizliğiyle, ne güzel uçuyordunuz öyle
Bir de TOMAlarınız vardı nasılsa, ne güçlüydüler; çeşit çeşit gazlarınız, hiç tükenmezdi nasılsa
Bastıramadığınız, hep gözümüze gözümüze soktuğunuz, üzerimize saçtığınız kibrinizle, insansız meydanlar düşlediniz
Hoyratça örselediğiniz ruhumuzu son kuruşuna kadar tüketmemizi, harcamamızı istediniz AVMlerinizde
Diğerleri gibi, şimdi gezi parkına dikivereceğiniz o rezidansınızın haşmetine bakıp bakıp, kudretinizin nasıl ezeli ve ebedi olacağına inanacaktık değil mi?
itiraz eden bir avuç kendini bilmez, dinini, ahlakını, ecdadını tanımaz kafası kıyak, sabah namazını kılıp şafak vakti huruç eyleyen müfrezelerinizin üç atımlık zehirli fişeğiyle evlerine kaçacaktı nasılsa
Yavuz geliyor Yavuz manşetleriyle yeniden fethe çıkılmışken tam da istanbulun bu inadı da nerden çıkmıştı böyle?
Bu günleri de mi görecektiniz?
Nobranlığınıza, iflah olmaz rantseverliğinize, kalpazan sermaye aşkınıza, bu ölçüde bir itirazı nasıl da mayaladınız böyle?
Yok edilen eko sistemleri sonucu, Taksim gezi parkına sıkışmış istanbulun bülbüllerinin ahı mıdır yoksa!
Üç beş ağaç meselesi dediniz, yanıldınız işte.
Hayat sizi kandırdı!
itirazsızlığa inandınız, Kürdistanda aşina olduğunuz o itiraz sesleri şimdi istanbulun ortasından kulaklarınızda çınlıyor, yayılıyor giderek
Gazınıza kuvvet diyeceğiz ama ona da alışılıyor işte; sıksana sıksana, biber gazı sıksana diye delice sloganlar atacak kadar kafayı yiyen bir direnişçilik var karşınızda.
Ki bunun tercümesi şudur:
Direnişe alıştı insanlar!
Korku duvarı aşılmıştır artık
Bu yeni bir eşiktir.
Alkolü mü yasaklayacaktınız, tebaanız uyanık kalsın diye; gerek kalmadı, kaç gündür uyumadan direniyorlar işte!
Yavuz Yavuz tezahüratlarıyla hoş eylediğiniz yüreğiniz şimdi Yusuf Yusuf atıyor değil mi?
Günlerdir Taksimi kuşattığınız o TOMAlı sipahileriniz, halkın kuşatmasında şimdi Taksime sıkışıp kalmış durumda
Kesip biçip ayar vermek için bıçağını daldırdığın hayatımızın kemikten de olduğunu unuttunuz galiba.
Bıçak kemikte işte!
Hayatımızı ve dahi istanbulu yeniden fethe çıkmıştınız ya
Alın size direnişe alışmış hayatlar...
Alın size istanbul!
Geçmiş olsun Hünkârım, selametle!..