iktidar yanımız hep içimizdeki kapitalistten beslenir. o yüzden iktidar hep kapitalistler olur. bazen dinsiz kapitalistler bazen 'dinidar' kapitalistler, karşılarında tek eylemi devirmek olan devrimciler, peki biz neredeyiz? biz derken az önce otobüsteki bir 'devrimcinin' sadece başörtülü olmama dayanarak (akp sevmememe rağmen) akp ye oy verdiğimi düşünüp kellemizle sokaklarda top oynayacaklarını, dinimizi çok seviyorsak arap ülkelerine gidebileceğimizi söyleyen amca gibilerin 'onlar' dediği hani. ben bilemiyorum şimdi neresindeyim ben bu ülkenin. birileri mağduriyetimizden faydalanıp özgürlük getirir, minnet duyarız ; sanki hakkımız değil de hediyeymiş gibi üniversitelere girebilmemiz. birileri her fırsatta daha ne düşündüğümüzü bilmeden düşman ilan eder...
sesimizi çıkarmayız. gündeme göre yerimiz değişir. kimseye bir şey demeyiz.
yine de mahalle baskısının daimi baskıcılarıyız, sadece başörtüsü (tam tesettür bile demiyorum) öyle bir baskıcı rolü verir ki bize; bu pısırıklığımız bu toplumda bir yere oturamamışlığımızla çılgınlar gibi baskılarız özgür,demokrat,medeni etiketlileri.
ağaç falan denildiğinde bir kaç gün önce, hemen atılıyordum. şimdi bakıyorum bu neyin savaşı anlayamıyorum. neye hizmet ettiğini anlamıyorum. tam olarak neye bu direniş? akp ye mi ? 'biz'e mi? ya da bu sadece devrimcilerin varlıklarını hissettirme şekli mi? genlerimizde bir savaşçı ruh var, bayılıyoruz düşman-kahraman karşılaşmalarına.
bu gün o amcanın gözlerinde sağlam bir ideal için ölümüne savaşamamışlığın coşkusunu gördüm. adanamamışlığın hıncını gördüm. evet bizim ruhumuzda bir çanakkale müdafaası eri olmak var. atalarımızın bu duygularını ortaya çıkarıp delicesine yaşayabilecekleri gerçek durumlar olmuş. ama biz, öylesine yaşayıp gidiyoruz.
torunlarımızın bahsedecekleri kahramanlıklarımız yok. yaşayıp öleceğiz. ölümsüz olmak arzumuz bizi savaşmaya itiyor. savaşmak için durumlar oluşturuyoruz. tek bir amaçta da o kadar insan birleşemiyoruz. bu kez çoğunluğun canını sıkan durumlar listesi tek bir başlık altında anılıyor. kimi akp saltanatına son vermek için, kimileri ağaçlar kesilmesin diye, kimileri kapitalizme dur demek için, kimileri devrimci ruhunu göstermek için, kimileri direnişçilerin polis karşısındaki mağduriyetine destek olmak için, kimileri işsizlik için, kimileri devlet kavramına kıl olduğu için, kimileri ... uzayıp giden bir liste.
bizim için zaten devlet ya sevgili ya düşman. hemen duygusala bağlıyoruz.
oysa devlet de biziz. hükümet bizim içimizden çıkıyor. çıktıkça hükmümüz daralıyor, bir tuhaf oluyoruz. doğru düzgün tarihi yazmıyoruz, saklamıyoruz, okumuyoruz. dönüp dolaşıp mustafa kemal oluyoruz, deniz'lerle geziyoruz, hitlere selam çakıyoruz. ...