müslümanlara "terörist" damgasının vurulmasının belki de tek nedenidir selefilik...islamiyet malum, peki bu selefilik ne ola ki:
selefilik başlangıç itibari ile sapık din adamı ibn-i teymiyye ve onun çömezi ibn-i kayyım el cevziyye ye dayanıyor. bu arkadaşlar, devam edegelen ehl-i sünnet itikadına kendilerince sebeplerle karşı çıkmışlar, birçok konuda selef-i salihin denilen eski din alimlerinin sözbirliğinden* ayrılmışlardır. fakat bu hali ile bile nerede ise masum sayılırdı bu selefilik.
18. yüzyılda arabistan yarımadası nda, necid çöllerinde muhammed bin abdülvehhab dünyaya geldi, ticaret için birçok yerlere gitti önceleri. daha sonra ibn-i teymiyye nin sapık kitaplarına saplandı ve kitab-üt tevhid isimli bir kitap yazdı. bu kitapta, birçok şeye şirk dedi, 1000 seneden beri müslüman ların evliya ya ve türbe lere tapındığını öne sürdü. herkesin kendi kafasına göre ictihad yapabileceğini, allah ın yukarılarda bir yerde oturduğunu, eli kolu falan olduğunu iddia etti. eşkıyanın önde gideni muhammed bin suud, ki deriyye emiri idi, bu sapık adaşını çok sevdi. ikisi halvet olup kafa, kol kesmeye başladılar. sonradan, bilindiği gibi tek aşkları ingiliz lerle birleşip osmanlı yı kutsal topraklardan kovdular.
20. yüzyıla geldiğimizde ise seyyid kutup, hasan el benna, ebu'l ala mevdudi gibi kendi kafalarına göre hükümetlere isyan eden, bozuk tefsirler yazan bir takım allame ler! peyda oldu. özellikle seyyid kutup selefilik için bir mihenk taşı dır. yaldızlı ve heyecanlı yazıları ile milleti peşinden koşturdu. şu anda kendine selefi diyen birisinin seyyid kutup u önder kabul etmemesi, sevmemesi gibi bir durum olamaz.
peki bu seyyid kutup un hareket noktası neresi: hac suresi nin 39. ayeti; yani "saldırıya uğrayan müslümanlara savaşma izni verilmiştir". ismi seyyid kendi fellah arkadaşımız bu ayeti öne sürerek (ve tabi ki kendi kafasına göre yorumlayarak), zulüm altında olan müslümanların isyan edip savaşması gerektiğini, zulme ve küfre boyun eğmemesi gerektiği neticesine vardı.
işte, bütün dünyada başgösteren yeşil olarak gösterilmeye çalışılan terörün esas kaynağı budur. abdullah azzam lar, izettin el kassam lar, ahmet yasin ler ve tabii ki usame bin ladin ler ve molla ömer ler ve daha ismini sayamadığımız çok sayıdaki selefiler bu ideoloji ile beslenmiş ve çoşmuşlar, müslümanlara terörist damgasının vurulmasına sebep olmuşlardır.
bütün islam düşmanlarının ekmeğine yağ süren bu hareketi, islamiyet ile bağdaştırmak, ya islamiyeti ve selefiliği bilmeme cahilliğidir ya da kuru bir inattır!