türk milleti aslında zeki olmasına rağmen aptallaştırılmış bir millettir. bir yerimize bir şey olsun, oyuncağı elinden alınmış bebekler gibi ağlamaya başlarız, hemen amerika'nın veya ab'nin şefkatli kollarına atarız kendimizi. doğal kaynak olarak dünyanın en fazla doğal kaynağına sahip olmamıza rağmen, bunları işlemeyi beceremez, dış ticaret adı altında yok pahasına satar sonra da 5 katına geri alırız. ülkemizin neredeyse tamamı amerika karşıtıdır ama amerika'nın kuklası olan, ab'nin kıçını yalayan ama mazlumu oynayan, ordudan tokat yiyecekmiş gibi duran, her fırsatta gaf yapan, hatta kendi insanına laf sokan bir adama oyunun %47sini verebilecek kadar aptaldır bizim insanımız.
üç kuruşluk yardımı alıp yan gelip yatan, asla çalışmayan, üretmeyen, sürekli havadan bir şey bekleyen bir toplum haline getirildik. kim tarafından amerika ve kuklaları tarafından. hala anlamamakta ısrarlı bir çoğunluk var ülkemizde. herkesin istediği bu topraklar! yüzbinler kanını döktü bu toprak korunsun diye, kurtulsun diye, bizler rahat yaşayalım diye. şu anda bir çoğumuz bilgisayarımızın karşısında o ölen yüzbinler sayesinde rahatça oturabiliyoruz. sonra kalkıp napıyoruz? o yüzbinlere saygısızlık edeni, amerika kuklası olanı alıp başımıza getiriyoruz. bu aptallık değil de nedir peki?
üretmeyen, hazıra konmaya alışmış, medyayla uyuşturulmuş, binbir türlü zamazingoyla aptallaştırılmış bir milletiz. amerikan köylüsünün cehaletinden farkımız kalmadı. sorgulamayı bilmeyen, soru sormayı ayıp sanan, inandığına bile doğru düzgün inanamayan, birileri kalkıp bir şey söylediği zaman onu kanun sayan bir toplum haline getirildik. hatta o kadar uyuşturulmuş bir kesim var ki ülkemizde, yakında hükümet ortaçağ'da katolik kilisesinin yaptığı gibi cennetin anahtarını satıyoruz diyerek oy istesin, o zaman da oyunu verecek kadar çaresiz ve aptal.
türk halkı malesef tehlikenin de farkında olamayacak kadar aptal...
çanlar esas şimdi çalıyor, farkında mısınız?