--spoiler--
Aşağıdaki yazıda kesinlikle hiç bir tarafa hakaret ibaresi bulunmyacaktır.
--spoiler--
Başlıktan da anlaşılacağı üzere, "gezi parkı" protestolarının, direnişlerinin, özellikle bu son günlerde amacını aşmış olması, kesinlikle farklı bir boyut ile farklı bir yöne divert etmiş olmasıdır.
Oldukça yeşilin bol olduğu bir ülkede yaşıyorum, doğal olarak Türkiye'deki ormanların özellikle istanbul gibi bir yerde korunması taraftarıyım. Bu yüzden Gezi parkı direnişine can-ı gönülden katılıyorum. istanbul gibi bir yerde neredeyse bütün bölgeyi besleyen, havasını temizleyen, tabir-i caizse "akciğerlerinin" bir AVM için heba edilecek olması beni üzüyordu.
Bir de olayın polissel yönü de oldukça çalkantılı. Polis aşırı şiddet kullanıyor çok doğru. Yemek yiyen adama gelip vuruyor, tekme tokat insanların ağızlarını burunlarını kırıyor, su sıkıp insanları yere yapıştırıyor... olmaz! yanlış! hele hele polisin bu tarz şeyleri yapıyor olması kabullenemez! aykırıdır insanlığa!
Gelelim esas tartışılması gereken konu olarak: ilk günler insanların "yeşil" taraflarının kabardığına şahit oldum. insanlar tıpkı benim gibi düşünüyordu, çok ta haklı olarak ormanlar için, akciğerleri için direniyordu. Fakat son günlerde durum nuhalefetin artık patlatılması gerektiği ile yeni boyutlar kazandı. "Ampul patlıyor", "Tayyip'in sonu" tarzı yazılar çok okudum. insanlar TÜrkiye'nin bir SUriye, iran olacağını düşünüyorlar ve nitekim haklı olabilirler ama bu tarz, "Hükumeti yıkalım" tarzı bir fikrin uygulanması bırakın SUriye'yi, iran'ı, Türkiye'nin resmen son 50 yıldır savaşları dinmeyen, her gün yüzlerce insanın sebepsiz yere öldürüleceği tıpkı bir Afganistan gibi bir ülke haline gelmesi kaçınılmazdır.
Özet olarak, insanlar "gezi parkı" direniş organizasyonu olarak çok haklılardı. Fakat organizasyonun "haydi hükumeti de devirelim gitsin" diye farklı boyut kazanmış olması maalesef kabullenemez, katılamıyorum.