imamlık

entry8 galeri
    4.
  1. şahıs ve kurum olarak mevcut haliyle kesinlikle gereksiz olduğunu düşünüyorum. öncelikle islamiyette zaten ruhban sınıfı bulunmamakta; bu da demek oluyor ki ibadet edenler arasında ayrılık, farklı bir zümre yoktur, olmaz. ve doğal olarak ta ibadet edip/ettirip karşılığında ücret alma kimsenin hakkı değildir. parayla, ücret karşılığında yapılan iştir, görevdir; ibadet olamaz. cemaatten bir gönüllü çıkıp namaz kıldırabiliyorken imama gerek yoktur. cami yaptırmasını bilen cemaat namaz kıldırmayı ve cami giderlerini karşılamayı pekala bilir.

    böyle bir durumda denebilir ki; ''o zaman cemaatleşme, tarikatlaşma, kamplaşmalar olacaktır; yönlendirici ve denetleyici bir mecra gereklidir.'' hayır gerekli değildir. birincisi, laiklik ilkesi devlet kurumları ve vatandaş tarafından doğru bir şekilde özümsenip uygulanırsa bu tehlikenin karşısında sağlam bir savunma olacaktır. ikincisi, bir takım görevli kişilerin düşünce ve perspektifinden hareketle hutbe ve vaaz yolu ile ülkenin tüm camiilerinden vatandaşı yönlendirmek kimsenin harcı değildir.* üçüncüsü, zaten tarikat ve cemaatler ekonomiyi ve devleti ele geçirmiş vaziyetteler.

    günümüzde sayısız miktar camide aslında (sözüm ona)laik bir devlette bulunması abes olan 'diyanet işleri bakanlığı' tarafından atanan imamlar; bunca işsizin, atanamayan öğretmenin ve asgari ücretle geçim derdinde olan milyonların olduğu bir toplumda 2013 rakamlarına göre 1800 liradan başlayan maaşla çalışmaktalar. toplam bütçeden diyanete ayrılan payı ise artık herkes biliyordur. balık baştan kokar derler; topluca kokuya duyarsızlaşmışız malesef.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük