--spoiler--
Bir banka soygunu. Soyguncular bankaya girerler ve içeridekilere bağırırlar; Kimse kıpırdamasın, para devletin, can sizindir. Herkes sessizce yere uzanır.
Buna; Yön Değiştirme Kavramı denir. Geleneksel düşünme yönteminde değişiklik.
Kadının biri tahrik edici bir şekilde masaya uzanır. Hırsızlardan biri kadına dönerek; Uygar olun biraz; bu bir soygun, tecavüz değil. der.
Buna; Profesyonellik denir. Sadece uzman olduğun işe yoğunlaşma.
Hırsızlar bankaya terk ederler. Genç ve yüksek lisans sahibi hırsız daha yaşlı ve ilkokul mezunu hırsıza sorar;Abi, ne kadar kaldırdık? Sayalım. Yaşlı olan cevap verir; Sen aklını mı kaçırdın?! Bu kadar para nasıl sayılır? Saymak için vaktimiz yok. Hem yarın TVden ne kadar kaldırdığımızı anons ederler.
Buna; Tecrübe denir. Kağıt üstündeki yeterliliklerden daha önemli olan bir özellik.
Hırsızların ayrılmasıyla banka müdürü hemen ayağa kalkar ve; Çabuk polisi arayın. Diye seslenir yardımcılarına. Baş asistan;Sakin olun. Sakladığımız 5 milyonu da hırsızların çaldıklarının içine koyalım. Der.
Buna; Dalgayla yüzmek denir. Olumsuz durumu lehine çevirmek.
Baş asistan; Her ay bir soygun olsa çok iyi olur. Der
Buna; Can sıkıntısını ortadan kaldırmak denir. Mutluluk önemlidir.
Banka müdürü gülümsemektedir. Çünkü, borsadaki hisse senedi değerleri bu soygunla değer kaybetmesine rağmen soygundan aldıkları para bu kaybı kapatmaktadır.
Buna; "Fırsatları kovalamak" denir. Risk almak için cesaret.
Ertesi gün TV haberlerinde bankadan çalınan miktarın 100 milyon olduğu açıklanır. Hırsızlar çaldıkları parayı saydıklarında ancak 20 milyonlarının olduğunu görürler. Sinirlenen hırsızlar söylenirler; Hayatımızı riske edip ancak 20 milyon çalabildik. Halbuki bankacılar bir parmak hareketiyle 80 milyonu cebe indirdiler. Sanırım hırsız olmak için iyi bir eğitim almak şart.
Buna; Bilgi altın kadar değerlidir. Denir.