"zerrin üç yıldır beraber olduğu, canından çok sevdiği mahir'den ayrılmak için her zaman gittikleri meteoroloji sırtlarındaki parkı seçmişti. telefonda ''parkımıza gel'' demiş lafı fazla uzatmamıştı. sonra hala parkımız dediğini düşünüp ağlamıştı."
insan, canından çok sevdiği bir insandan ayrılmayı hangi koşullarda seçebilir. bu nasıl bir özveridir ve hangi şekilde, hangi düşüncenin etkisiyle gerçekleşmiştir? doğrusu, bu çok özel durumun ince detaylarını merak ediyor insan ve bir okuyucu olarak öğrenme isteği duyuyor. bunların yeterince detaylandırılmamış olması, okuyucu duygusallığının istenilen düzeye ulaşamamasına da neden oluyor üstelik.
- kitap aralarında saklanmış çiçekler...
o çiçekler, küçük ve narin bedenlerinde ne büyük bir yük taşırlar yıllar boyu... belki de taşıdıkları bu yükün ağırlığındandır; yıllar sonra hoyratça tutulup yerlerinden kaldırıldıkları vakit ufalanıp dökülmelerinin nedeni.
artık nefes almıyorlardır, cansızdırlar fakat onlara baktıkça, makarada dönen eski bir film şeridi gibi geçmişi ve iç sızlatan yaşanmışlıkları gösterir, tadına doyum olmayan o anları bir bir hatırlatır ve büyük hazlar yaşatırlar insana. dikenli saplarında çekilen acıları, solmuş yapraklarında yaşanılan hüznü gizlemişlerdir. yılların kaybettiremediği o renkleriyle; yaşanılan coşkuları, sevgiyi ve aşkı.
"zerrin ona bir ömür gibi gelen 5 dakikalık sessizlikten sonra "hoşçakal" diyerek onu terketmişti. gitme diyememişti. kokusunu, dokunuşunu ondan alıp gitmişti.
ta ki yıllar sonra bir kitap arasında sarı güllere rastlayana dek."
etkileyici bir son ve daha da etkileyici olabilirdi kuşkusuz ama bunun için çok kısa bir öykü bu. okuyucu bu denli kısa bir öyküde etkilenme fırsatı bulamaz. etkileyici unsurlar detaylarda gizlidir çünkü. okuyucunun daha önce yaşamadığı, hatta aklına dahi getiremediği detaylarda. okuduğu vakit kendini öykü kahramanının yerine koyup "ne kadar da etkileyici gerçekten" diyebileceği detaylarda.
bu kadar kısa bir öyküde ifade hataları olması mazur görülemez. kaldı ki, duygu dolu bir anlatım bu tip hataları da asla affetmez! üstelik, örneğimizde olduğu gibi yazıldıktan sonra en az birkaç kez okunmadan okuyucuya sunulduğunu gösterir nitelikte oldukları vakit;
"bir anda aklına ablasının eski sevgilisinden alıp kitap aralarında sakladığı çiçekler aklına geldi."