ıñárritu babel ve 21 gramda sürdürdüğü üç hayatın birleşmesi üzerine kurulu senaryo anlayışını burda da sürdürmüştür. film başından sonuna insan oğlunun çıkar peşinde koştuğunu ve işte bu kirli yapısını ancak ve ancak bu kadar kirli bir filmle anlatabilirdi. çünkü herkes aşkı bir şekilde günümüz dünyasında da olduğu gibi kendi çıkarları uğruna kullanmıştır. ve olan köpeklerle sahiplerini aynı anda etkileyip mutsuz sona sürüklemiştir. evet bizler kaybettiklerimiziz çünkü biz olduğumuz için gitmişlerdir gidenler aynı filmde mankeni terkeden sevgilisi gibi ya da evsiz adamı terkeden kızı gibi ya da yengesi tarafından terkedilmiş çocuk gibi. yani hepsi bir yerde varolma amacımiza yönelmiş durumda. yani kendimiz olmayı, varolmayı seçerek kaybediyoruz bu yüzden üzüntü duymamalıyız çünkü kendimiz olabilmeyi başarmışız. varoluşçuluğa böyle gönderme yapan film bizi ıñárritu'nun kendisiyle varolmasına götürüyor çünkü ona soranlara da söylediği gibi kendisinin bu kadar kirli bir film yapmasının sebebi bundan başka bir şey olamayacağını meksikanın aynı kirlilikteki yerlerinde yaşamını sürdürürken farketmesidir.