insanın artık bu ülkede yaşamayı içinin almaması durumudur. yasaklar herkesin malumu. hükümet artık gerçek yüzünü saklama çabası bile gütmüyor, açıkça faşizmini ilan eder gibi "dinin emrettiğine neden karşı çıkıyorsunuz diye haykırıyor?" bu ülkede belli bir kesim gerçekten ezilmeye başlandı.
ülkenin dört bir yanı telef ediliyor. nükleer santraller, hesler yurdun en güzel yerlerini katletmek için dikiliyor. kalan topraklar da yabancılara peşkeş çekiliyor.
güzelim istanbul bile rezidanslara, alışveriş merkezlerine kurban edilmiş. dünyanın en önemli kültür miraslarından olan bu şehrin dokusu tamamen görmezden geliniyor. bir ucubelik, kıroluk almış başını yürümüş, peynir ekmek gibi satıyor.
toplum cinnet halinde. gericilik had safhada. iktidar artık faşizmini açık açık dayatmaktan korkmuyor, çünkü halk arkasında. tecavüzcüye, tacizciye, sokakta karısını döven şerefsizlere değil öpüşenlere sallıyorlar sopalarını.
kadına şiddet de toplumsal cinnetin en vurucu yanı. kadına her geçen gün artan bir nefret eğilimi var. her gün; dövülen kadınları, öldürülen kadınları, toplu tecavüzlerini insan okumaya dayanamıyor. bu ülkede adalet yok. kadın için hiç yok! bu ülkede öğrenciler, aydınlar hapishanedeyken, tecavüzcüler sokakta geziyor.
insanın içi almıyor artık bu ülkeyi. yerinde duramıyor. her geçen gün artan öfkesi ve nefretiyle yaşamaya çalışıyor.