Taşı toprağı altın istanbul öyle mi? bu kadar kendini bilmez, bu kadar şuursuz nasıl olabiliyoruz? taşımızı, toprağımızı, evimizi, yediğimizi, içtiğimizi adamakıllı göremediğimize bundan daha bariz bir örnek olabilir mi? bu köyde insanlar fakirlik çekiyordur, eminim bu köy onlarca göç vermiştir. peki ne işe yaradı? hiç, göç edenler kendini kurtardı o kadar.
karakaş köyündekilere kızmıyorum, kızmaya hakkım yok. kendi ailemde birebir gördüğüm bir olayı daha bariz, kör göze sokulan parmak misali yaşadığım için içim acıdı, cız etti. hakkını yememeliyim, her fakültede bir tane sayın sevda kırbağ gibi hocamız olsa zaten bunları konuşmuyor olurduk, öyle düşünüyorum. umarım bundan sonra bu bulgudan büyük faydalar üretirler, allah yollarını açık etsin.