elin ayağın birbirine dolanır. neredeyim? Nasılım? ben kimim? biz kimiz? burası neresi?
aklıma gelen her şeyi düşündüm gibi. aslında hepimiz kötüyüz. iğrenciz. birilerini yok saydık, bundan zevk aldık. kullandık. duymak istediğimiz şeyler vardı, kimden olduğu önemsiz duyduk ve sonra kulak asmadık. karşılığı olmayan her hareket daha da bir boşluk yarattı sende, bende, onda, bizde.
bazen beynim de boş gibi. ışıkları kapatsam da görüyorum gibi. epeydir sesim çıkmıyor. aslında bir yerde sıkışmış olma hissi de; boşluk hissi. düpedüz kördüğüm.
hayatın hiç bir zaman yetmediğini bilmek; boşluk hissi. başlı başına bir boşluk. bir çoraklık.
bir allah'a inanmamakta; boşluk hissi. amacım nedir? kendine bir amaç yükleme gayesi. zaten koskoca evrende sandığımız kadar önemli olmadığımızı anlamakta bir boşluk hissi. farkında olmak her zaman işleri iyi yapmıyor. farkındalık arttıkça bir soyutlama ihtiyacı. insanları tanıdıkça; yeni insanlara olan hatta tanışmadığım insana olan güvensizlikte; boşluk hissi.
iyi niyetli tüm yaklaşımları kenara bırakıp gerçekçi olduğun zaman da aynı; boşluk hissi. Sevgilinin sevmeme ihtimali, arkadaşının sana arka çıkmama ihtimali. zamanla bu duruma alışmakta; boşluk hissi.
en son tüm o boşluk, kocaman bir yer ettiğinde. hayatın boyunca duyduğun tüm yalanlar, gerçekten inanıpta piç edilmiş onca hayalin. misal küçükken dua ederdim hayatım boyunca kime dua ediyorum demeden dua ederdim. bir gün bu kim lan? neyi kimden istiyorum amk? dediğimde; hooop boşluk hissi.
inandığı tanrı kadar egoya sahip insanları görmek ayrı bir boşluk hissi. siktir olup gitmek istediğinde tüm insanların güzel olan her şeyi piç ettiği görüp onlar gibi yaşamak zorunda olduğunu bilmekte aynı şey.
yalnızlık sanıyordum eskiden ama değil apayrı bir şey bu; boşluk hissi.
zamanda öyle. geçiyor, geçecek. izafiyet teorisinde anlatılabildiği kadarı bile karmaşıkken, yaşamakta çok garip. her gün güneş doğuyor, eskiyen, yaşlanan bizleriz. Dünya hep dönüyor, yeni olan bizleriz. kayboldum zamanın içinde, böyle bilincin tamamen ortadan kalkması durumu. nerede olduğunu algılayamamak, varla yok arası, ölüm gibi bir şeydi. kocaman bir hiçlik. eskiye dönünce, geriye yani düzelince her şey; zaman yine akmaya başlayınca, o boşlukta gezindiğim zaman tünelinde kavradığım şey şu oldu; hayat bir tekerrür. tam anlamıyla bu. aynı şeyler, aynı şeyler, aynı şeyler. mekan ve zaman değiştirmen sadece sana olayı farklı hissettiriyor sonuç olarak yaşananlar, beklentiler, sonuçlar hemen hemen aynı. hatta tüm insanları ortak acıları dedikleri şey bu olabilir. herkes benzer hayatı yaşıyor, yorum farklılığı var. bakış açıcı, o pencere değişebiliyor bazen. garip.