"TC Anayasında Türkiyenin demokratik bir cumhuriyet olduğu yazılı. Siyasetciler, akademisyenler, medya erbabı, sanatçılar, kendi kendilerini aydın ilan eden diplomalılar Türkiyedeki rejimin demokratik olduğuna inanıyor. Üç nedenden dolayı böyle bir inanç geçerli denebilir: Birincisi, insanlar her söylenen inanma eğiliminde oldukları için, ikincisi, genel oy hakkı, çok parti sistemi, seçimler, parlamento, hür basın, vb. varlığından ötürü. Üçüncüsü de diktatörlük değilse o halde demokrasidir, monarşi değilse demek ki, demokrasidir... şeklinde bir anlayışın geçerli olmasından. Oysa monarşiyle demokrasi arasında, diktatörlükle demokrasi arasında oligarşi diye de bir rejim türünün varlığı nerdeyse hiç akla gelmiyor... Neden akla gelmediği de mâlum... Genel algı kabaca şöyle: Türkiye demokratik bir ülke ama bazı eksikleri var. işte yeni bir anayasa yapılır ve bazı kanunlarda da değişiklik yapılırsa, Türkiye Batı demokrasileri ligine dahil olacak, artık 200 yıllık rüya gerçek olacak, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkılacak. Velhasıl Batıda demokrasi var ve bizim de bazı eksikliklerimiz var. Yakınlarda bir profesör Türkiyenin 137 yıllık demokrasi mirası var diyordu. Kimbilir herhalde öyle söylesin diye profesör yapmışlardır. Oysa, ikiyüzlülüğü ve yalanı sevmeyen biri olsaydı, Türkiyenin 137 yıllık demokrasiyi engelleme deneyimi var demesi gerekirdi..."