life of pi bu kadar etkileyici olmaz galiba. her ani huzunlu geliyor insana. ayrica reyiz olarak bildiğimiz forrest gump'ın aşkının mezarının başında ağlaması düşündürür durur.. acaba bizler sevgilerimize ne kadar sahip çıktık.. aşk mantık, zeka işi mi yoksa kalbin sana kattığı değerler kadar mı diye.. gerçek sevginin nerede nasıl yaşanacağını düşündürür.. el maquinista vicdan mahkemesinin değerini insana anlatır ve derin düşüncelere sevk eder izleyeni. acaba ne kadar vicdanli hareket ederiz. vicdanimiz ne kadardir gibisinden. son olarak da the pursuit of happyness umutsuzluk icinde yuzerken bu filmi izleyince insanin icinde acaba duygulari harekete gecer. elimizdeki imkanlar digerlerine gore daha cok ama umudumuz daha az. mutlulugumuz daha az.. neden iyi seylerin olacagina inanmayayim ki gibi hayal gucunuz'un sizi goturdugu derecede derin dusuncelere dalarsiniz.. o gozyasi sizi de aglatir ve bunun agirligi film sonrasinda sizi de uzer yorar.. bazi filmler tam bizim icin yapilmis..