vasconcelos'un 12 günde yazdığı kitaptır. nasıl bu kadar kısa sürede böyle güzel bir kitap yazdığını soranlara 'ben o kitabı 25 yıldır kalbimde taşıyorum' demiştir.
yoksulluğu, sevgiyi, arkadaşlığı, acıyı sıcacık anlatır.
portakal ağacı ve kurbağasıyla arkadaşlığı insanı ağlatır. çocuk yaşına rağmen bakış açısı çok farklıdır. kitap bitince insanı mahveder.
bitirdiğimde saatlerce hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlıyorum. çünkü okuduğumda 12 yaşında falandım.
hayata daha duygusal yaklaşmamı sağlayan kitaptır. küçük olduğum için mi bilmiyorum ama zeze'yle kendimi bütünleştirmiştim sanki. ablasının onu her dövmesinde, portakal ağacından ayrılmasında, portuganın ölümünde, her hayal kırıklığına ağlamıştım.
ölmeden önce okunması gereken kitaplardan biridir benim için. portuga öldüğünde zeze şöyle der:
'şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu.acı insanın yüreğini paralayan, sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi.kollarda, kafada en ufak güç bırakmayan yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.'