çıktım evden, benden önce o barmenlik yapan patronun yeğeni aradı, mesai arkadaşımdı '' neredesin mayki 2 dakika geç kaldın, 2 dakika da çocuk olur'' dedi. ulan bekle amk, biz seni 2 saat idare ediyoruz deyip hızlıca sürdüm arabayı. artık şaka bile kaldıracak halim yoktu. 5 karış suratla girdim bara. baktı bana noldu dedi, yok bir şey trafikte biriyle dalaştım dedim. yapabileceğim bişey var mı dedi. lan ne yapacaksın ki amk dedim. öyle deme lan kırmızı ışığı götüme sokabilirim mesala dedi, yeter ki sen geç kalma mayki dedi.
hani patron yeğeni falandı ama resmen kanka gibiydi. ne zaman moralim bozuk olsa güldürmeye çalışırdı. bi ara içki içerken sordum buna, o günde moralim çok bozuktu, lan dedim benim moralim ne zaman bozuk olsa gelip şaka falan yapıp güldürüyosun ya, harbi delikanlı adamsın lan sen, senin bu huyunu çok seviyorum bil bunu dedim.
viskisinden derin bir yudum çekip bana baktı. la manyak dedi, ben seni sevmiyorum ki, müşterilere asık suratlı davranma diye öyle yapıyorum dedi, her şey para olum dedi, kusura bakma ama sikim senin suratını kukla dedi. o gün bile güldürmüştü beni.
kalbi temizdi ibnenin...
o akşam zor bela da olsa mesaiyi bitirdim ve eve aysima nın yanına gittim. her ne olursa olsun özlüyordum onu.. acıma hissi ve nefret ağır bassa da aşk her zaman kazanıyordu.