durup durup dünyanın tavanına baktığım vakitlerdi.
--spoiler--
nisan değilse mayıs
perşembe değilse pazar
ben belma sebil'i bulurum
--spoiler--
dediğim günler geçeli yağmurlar yağmış,
palmiyeler yanaklarından süzülen yaş gibi suyu asvalta indirmiş, asvaltta birleşen su, mayısın coşkusuyla meydanları kundaklamıştı. anlayacağınız fena halde ilkyazdı ve kirazların kızarmasına da az kalmıştı.
sonra sel olup büyüyen su yoksul mahalleri vurduktan sonra, sokak aralarına dağıldı. yağmurun ertesinde neşeli bir "ala imi sema", semamızda dalgalandığı günler hepimiz aslın da mutluyduk. ve küçük kızlar, masalcı son ninelerinden duydukları sözlere kanıp gökkuşağının altından geçip de erkek olmak için koşuyordular. o vakitler, kızlar hala erkek olmaya hevesliydi.