gençliğinde kardeşi radu tepeş'le birlikte babası ikinci vlad tepeş tarafından osmanlı devleti'ne soylu rehin olarak verilmiştir. bunun nedeni eflak voyvodası'nın kıçının başının ayrı oynamasına engel olmaktır ki tarih boyunca tüm soylularca bu tür şeyler yapılmış ve yaşanmıştır.
edirne'deki yaşamı onu hristiyanlık inancından çıkartmış ancak osmanlılar'a karşı duyduğu kin nedeniyle müslüman da olmamıştır. çeşitli anlatılarda lucifer* ile anlaştığı, ruhu olmadığı falan söylenegelir.
vlad önce moldova'ya, amcası ikinci bogdan'ın yanına kaçmıştır ama onun da suikaste kurban gitmesi ile macaristan'a sığınmıştır. osmanlı'yı iyi bilen eski düşmanı vlad'dan çok etkilenen yanoş hunyadi onu danışmanı olarak yanına almıştır.
macaristan-osmanlı gerginliğinin odak noktası olan eflak'ın durumu bu sırada berbattır. tarım bitmiş, ticaret sıfırı tüketmiştir. yabancı tüccarlara sınırlamalar getirmiş, yeni tarım alanları açmış ve boyarlar'ın önde gelenlerinin öldürmüştür. boyarlar'la sıkı ilişkiler içindeki saksonlar'a göz açtırmamış, braşov'daki sakson yerleşimcileri kazıklara oturtmuştur. orduda da yenilikler yapmış ve ülkenin savunmasını güçlendirmiştir.
macaristan kralı matyas hunyadi ile ittifak içinde bulunduğundan papa'nın çağrısıyla oluşturulan haçlı ordusuna katılmıştır. bu dönemde osmanlı'ya 10000 duka altın ve 500 askerlik çağında erkekten oluşan vergisini ödemeyi, osmanlı'nın hükmünü kabûl etmek olduğu için reddetmiştir. buna bahane olarak elçilerin sarıklarını önünde çıkartmayı* reddetmelerine bağlamıştır. bu sırada fatih sultan mehmet, eflak'ın sınırlarını tuna nehri'ne genişlettiği haberini alır ve hamza paşa'yı bölgede barışı sağlamak ve gerekirse ikinci vlad'ı tahttan indirmekle görevlendirir. vlad osmanlı güçlerini dar bir geçitte tuzağa düşürür, hepsini ele geçir ve sonunda kazıklara oturtur. hamza paşa'yı rütbesi dolayısıyla en yüksek kazığa oturtur.
1462 kış aylarında vlad, kendini tımarlı sipahi gibi göstererek tuna nehri'ni geçer ve sırbistan ile trakya arasındaki tüm bulgaristan'ı yerle bir eder. matyas hunyadi'ye yazdığı mektubunda yakılan evlerde ölenler dışında 23884türk'ü kazıklara geçirdiğini ve fatih sultan mehmet'le olan barışı bozduğunu ballandıra ballandıra anlatır. gelin gelelim macaristan başta, hiçbir ülkeden beklediği desteği bulamaz.
bunun üzerine fatih sultan mehmet 60000'i düzenli birliklerden olmak üzere toplamda 90000 kişilik bir ordu toplar ve eflak seferi'ne çıkar. 30-40 bin kadar askeri olan vlad, osmanlı ordusu'nun tuna nehri'ni geçip eflak'a girmesine engel olamaz. baskınlarla osmanlı ordusu'nu zayıflatma yoluna gider. bu baskınlardan en önemlisi 17 haziran 1462'deki targovişte gece baskını'dır. baskında 15000 osmanlı askeri öldürülür ve bazı kaynaklara göre fatih sultan mehmet canını kurtarmasının tek nedeni vlad'ın ikinci mehmet'in otağı diye sadrazam çadırına saldırmasıdır. baskın sonrasında osmanlı ordusu'sunda morâller bozuk ve yıkım o kadar büyüktür ki 11 temmuz 1462'de, yani baskından 24 gün sonra ana güç edirne'dedir. avrupa başkentlerinde kazıklı voyvoda'nın bu utkusu coşkuyla karşılanır. tüm bunlara karşın bazı kaynaklar fatih sultan mehmet'in başkente ilerleyişini sürdürdüğünü ve 23000 türk ve bulgar'ı kazıklara geçirdiğini bildirir.
bu yenilgi sonrasında fatih sultan mehmet, vlad'ın kardeşi radu tepeş'e yeniçerilerden oluşan bir garnizon, yüklü bir miktar altın ve barutlu silahlar vererek eflak'daki vlad karşıtlarının desteği ile tahtı ele geçirmesi için uğraşır. osmanlı'yı macaristan'a yeğleyen ve vlad'dan çok çekmiş olan boyarlar da radu'ya katılırlar. radu, kardeşinin önemli sığınağı olan poenari kalesi'ni kuşatır. vlad kalededir ancak ele geçmez. en sevdiği paralı askerleriyle üç zafer daha kazanır ama parası bitmiştir ve askerlere ödemelerini yapamaz. bunun üzerine eski müttefiki macaristan'dan yardım istemeye karar verir. macaristan'a para için giden vlad kendisini bir anda vatana ihanetten* tutuklanmış bulur.
macaristan'daki tutsaklığında fatih sultan mehmet'e kayıtsız şartsı teslim olduğuna dair bir mektup yazar ya da macar kralı bunu yazdırır. 1475'e dek macaristan'da tutsak olan vlad 1475'te katolik olduğunu beyan eder. bu da tabiî ki batının desteğini almak için bir yoldur. çok geçmeden kardeşi radu tepeş'in ölümü üzerine 26 kasım 1476'da eflak tacını bir kez daha başında bulur. ancak iki ay geçmeden, aralık sonlarında suikaste uğrar ve kellesi istanbul'a getirilir. ölümünün tarihi ve yeri tam olarak bilinmemektedir.
daha yaşarken sadizminin boyutları avrupa'da ve osmanlı coğrafyasında nam salmıştır. ölümünden yüzyıl sonra bile almanya ve rusya gibi ülkelerde kendisiyle ilgili söylenceler anlatılır, broşürler basılırdı. gittikçe büyüyen ünü sonunda drakula mitine dönüşür. böylece, dolaylı yollardan da olsa tarihte hakkında en çok sinema filmi çekilen varlık durumuna gelir. son olarak da vinci's demons'ta da kendisine yer bulmuştur.