itü'ye birkaç gün önce üye oldum ve onuncu nesil bir yazar olarak göreve başladım. *
ilk önce yazar olabilmek için biraz puan toplayıp yazar oluyorsun. iki üç saçmaladım ve hemen yazar oldum.
ilk başlarda itü'ye alışamayışımdan olsa gerek hiçbir şey yazasım gelmedi, birkaç şey karaladım ve birkaç kişi favorilerine ekledi entrymi.
üçer beşer artı-eksi oy aldım. lan dedim birileri benim gelmemi mi bekliyormuş ne oluyor dedim. çünkü uludağ'a o yazdıklarımı yazsam bırakın oy vermeyi kimse görmez o entryyi bile. itü'de bunu görünce yazma şevkim geldi diyebilirim.
ardından bir başlığa uzunca bir entry yazdım, bol saçmalık bulunan ve çeşitli betimlemelerle bezenmiş kendi tarzımda uzun bir entry yazdım.
biraz daha dolandım ne var ne yok diye, sözlüğün yapısını anlamaya çalıştım. sonra çıkmışım hatırlamıyorum bile.
az önce bir girdim itü'ye. 20'nin üzerinde oy, 7 mesaj gelmiş o entrymle ilgili. mesajlarda sürekli güleryüzler falan var. nickaltıma da biri bir şey yazmış.
celal şengör'le ilgili bir şey yazmıştım, onunla ilgili iki mesaj aldım, birisiyle kendi alanımla ilgili güzel bir tartışmaya giriştik.
şimdi ben itü'de bunu görünce uludağ'da nasıl yazayım lan. şu yazdığımı bile kimse görmeyecek. ya da o her boka eksi veren kişi kimse o eksi verecek yine, diğerlerinin haberi bile olmayacak her zamanki gibi.
uludağ'da bu olay yok işte. suya yazı yazar gibisin. yazıyorsun ama boşa. bütün yazılar "ben bu yazıyı sana yazıyorum" başlığına yazar gibi. kimse siklemiyor. cevap veren yok. ne gereği var ki o halde burada daha fazla yazmanın.
edit: bir adet dingil, bu entrym hakkında; ego tatmini yaptığımdan bahsetmiş. ben ne diyorum, o ne anlıyor. işte böyle sikimsonik sözlük yazarlarını barındıran bir platform burası.