fenerbahçe kulübünün yöneticilerinin ne derece pastayı böreği çatalı çanağı (!) dağıttığının resmi olan açıklama.
sayın kontrolünü yitirmiş zat'ın sağlık durumu cidden iyi değil. sağlık durumu aslında eskiden beri iyi değildi... rica ediyorum artık bokunu çıkartıyorsunuz.
galatasaray vergi ödüyor mu? galatasaray'ın geliri? galatasaray'ın şusu busu...
geçmiş yıllarda sürekli olarak zarar eden bir şirketin kara geçtiği dönemde 5 yıl süreyle geçmiş yıl zararlarını mahsup edebileceğini bilmez mi? en ufak bir örnek yani bu... diğerleri hakkında da örnek verebilirim.
sermaye artırımı? "gelir tahakkkuku ile" bedelli sermaye artırımı yapılabiliyordu mevzuat gereği ve galatasaray kulübü bu hakkını kullanarak sermaye artırımına gitti ve kazanç sağladı, sadece kulüp değil yatırımcılar da kazandı hatta ve hatta kulüp dedi ki "arkadaş artırıma gitmiyorsanız şu kadar kar payı vereceğim ve hisseni bana sat" dedi ve satın aldı..
peki sonra noldu biliyor musunuz?
fenerbahçe kulübü siyasi baskı gücünü kullanarak spk'nın "gelir tahakkuku ile" izin verdiği sermaye artırım maddesini değiştirtti! ne oldu? spk mevzuatında değişikliğe gidildi ve artık gelir tahakkuku ile sermaye artırımı yapılamıyor, nakden yapılıyor ve bu yüzden galatasaray'ın ikinci sermaye artırım talebi reddedildi.
peki bu neden oldu biliyor musunuz? şayet galatasaray kulübünün ikinci sermaye artırımı sonuçlansaydı durum fenerbahçe için çok daha vahim olacaktı. ayrıca; birinci artırımın iptal ettirilmesi için yoğun icraatlerde bulunan bazı (!) kesimler mahkemenin red ve tazminat kararıyla avuçlarını yaladılar.
diğer konularda da açıklama yapabilirim.
ama artık yeter!
daha 3 gün önce fotomontajla "ırkçılık yok, drogba ve eboue yalancı" diyen kulübün foyasının nasıl ortaya çıktığını hepimiz gördük?
400 sayfa şikeyi, pisliği, teşviği, siyasi rantı, tff ve kurumlarının nasıl ele geçirildiği, rakip kadrolarının nasıl öğrenildiği, tff'den gelen usülüne uydurulan milyoncukları, çarpık ilişkileri, sinan engin'i, şekip'i, cartı, curtu okuduğumuz halde zerre utanmayanları gördük, görmedik mi?
