yandıktan sonra tekrar yapılmıştır. eskisi gibi olup olmadığı hakkında bir fikrimiz bulunmamaktadır.
*
öncelikle sahil tarafından yolculuk yaparsanız zorlu bir yolculuk sonrası varırsınız buraya. yorgunluğun verdiği bir sıkıcılık olsa da o arabadan indikten sonra ormanı kalmamış memleketteki o yeşilliği gördüğünüz zaman şaşırırsınız. içinizi inanılmaz bir mutluluk kaplar. eğer bol bol sap arkadaş ile gidiyorsanız tatiliniz belki zehir olabilir.*
girişte bir resepsiyon vardır. sağda bir masa tenisi masası ve hemen ilk girişte bir internet cafe(!) bulunmaktadır. bu internet cafe gereksizdir çünkü kadir s tree houses dünya değildir. orada teknoloji konuşmaz. cebinde nokia n93 ü ve nokia 3310 u olan adam orda eşittir. çünkü iki telefon da kadirde neredeyse çekmiyordur.*
sağda ölümcü gençlerin takıldığı çardaklar vardır. biraz daha ilerleyince genelde turistlerin takıldığı bir çardak görülür. burdan voleybol sahası çok güzel görünmektedir. bu voleybol sahası da dikizleme alanıdır.
resepsiyon dedik. hemen arka tarafı kafe-bar tarzında bir yerdir ve iki katlıdır. çok sıcak olur geceleri. dışarı atma isteği verir insana.
eğer sap olarak gittiyseniz kaç gün, kaç saat kalırsanız kalın size acı verir* zira etrafta gördüğünüz sevgi pıtırcıkları, yollarda gördüğünüz kullanılmış prezolar, gecenin bir köründe uyurken ani bir telaş ile odayı basıp "christ sake!! I need a Condom!" diye bağıran adamlar iç acıtır.
bu yüzden olsa gerek ki olimpos türk gençleri arasında genelde bir tür "s*kiş" mekanı olarak bellenmiştir. her yiğit "abi olimpos var, bu yaz 4 kişi gidip manitaları bulup sabaha kadar dance... ehehe" şeklinde cümleler kurmaktadır.
benim bu mekan ile ilgili aklımda kalan şeylerse bol bol ağaç, sabah kahvaltısındaki muhteşem omlet ve yalnızlığa mütemadiyen günde 1 paket sigara dır.
