Araştırmacı yazar Eflatun Cem GÜNEY anılarında, Samsunda bir lisede geçen olayda, Atatürk Coğrafya dersinde çocuklardan birisine yurt haritası çizdirir. Tahtada bulunan çocuk kendisine güvenen bir rahatlıkla tebeşiri yürüttü, yürüttü ve umulmadık bir çabuklukla yurt haritasını yazı tahtası üzerinde çizgileştirdi. Atatürk şöyle bir baktı. Sonra tatlı, yumuşak bir sesle Oğlum, dedi; Şu senin haritada bir yıllık yurt parçası sınırlarımızın dışında kaldı.
Bu tomurcuk yavrunun körpe zekası bir çift mavi gözle kamaşmıştı. Bilerek bilmeyerek tebeşiri uzattı. Atatürkde çocuğun titreyen parmaklarından aldı. Ve güney sınırlarımızı düzeltti. Herkes göz kulak kesilmişti, çizdiği sınır Hatay topraklarından geçiyordu. Çocuğa döndü :
Böyle olmayacak mı? dedi. Bu küçük çocuk büyük bir cevap verdi. SINIRLARIMIZ ÇiZDiĞiNiZ YERDEN GEÇER işte bu sorgu, bu cevap yalnız o sınıfın değil bütün milletin yüreğini tutuşturan yeni bir ülkü meşalesi oldu.