BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin gazetelerde yayımlanan reklamlarının bazılarında yer alan görüntülerin gerçekle uyuşmuyor olmasını eleştirdi.
Önceki gün yayımlanan ilanda "Yalanını da al git" başlığı altında iflas etmiş gibi görünen bazı dükkánlar yer alıyordu.
Başbakan ve AKP çevreleri, bu dükkánların halen faal olduğunu ileri sürerek, ilanın "yalan" olduğuna dikkat çekiyorlar.
Önce şunu belirteyim: Bu seçim döneminin en başarılı iki kampanyasından birini CHP, diğerini AKP yapıyor.
Kolayca fark edilebilen, ne dediği son derece açık, amaca yönelik ve kreatif olarak da başarılı, çekici reklamlar bunlar.
Ancak CHP reklamında kullanılan fotoğrafın gerçekte var olmadığını söyleyerek "yalan" suçlamasında bulunmak için de insanın reklamcılık konusunda biraz bilgisiz olması gerekiyor.
O ilanda yayımlanan fotoğraf bir stüdyoda da çekilebilirdi. Reklamcıların bunu yapmak yerine daha gerçek bir görüntü elde edebilmek için gerçek mekánlar kullanması ilanda sözü edilen konunun "yalan" olduğu sonucunu doğurmaz.
"Yanıltıcı-yalan reklam", ilanda sözü edilen konunun gerçek olup olmadığı ile ilgilidir ki geçtiğimiz 5 sene zarfında sayısız küçük esnafın dükkánını kapatıp gittiği bir sır değil. Esnaf Odaları kayıtlarında bunların izi kolayca bulunabilir.
Öte yandan CHP'nin ilanları için "yalan" suçlamasında bulunan AKP'nin kampanyası da "testimonyal" denilen bir yöntemi kullanıyor.
O reklamlarda yer alan kişilerin de hiçbirisi "gerçek" değil. Bir kast ajansından seçilmiş yüzler var ilanlarda. "O ilanlarda yer alan yüzlerin sahipleri gerçekte böyle mi söylediler, gerçekten oylarını AKP'ye mi verecekler" diye soru sormak da kimsenin aklına gelmemeli.
Çünkü bunun bir ilan olduğunu biliyoruz ve onlar değilse bile AKP'ye oy verecek başka gerçek kişiler aynı sözleri söyleyebilirler.
Dolayısıyla bu seçim döneminin en saçma tartışmasını da son hafta yaşamış oluyoruz gibi geliyor bana!