ülkeyi kaosa sürükleyen, sözde halkçı geçinen güruhun ardından halkın büyük desteğini alarak iktidar olmuş siyaset adamı, başbakan.
kendisinin demokrat kişiliğini eleştirenler arasında zamanında deniz baykal da vardı. adnan menderes konuşma yapmak için meydana çıktığında deniz baykal kendisine saldırarak kürsüden indirmek istemiş ve adnan menderes'in gömleğinden çekerken gömlek yakasından ortalarına kadar yırtılmıştır. deniz baykal "demokrasi istiyoruz demokrasi!!!!" diye bağırdığında adnan menderes "başbakanın yanına kadar gelip gömleğini yırtabiliyorsun. bundan büyük demokrasi mi var?" demiştir baykal'a.
kendisinin demokrasi ve halkçılık anlayışını eleştiren tatlı su halkçılarına da şunu hatırlatalım da bilsinler o yıllarda nasıl bir halkçı parti vardı adnan menderes'in karşısında. halkı bezdirmiş, sindirmiş, üzerinde baskı kurarak kendi eliyle belli kesimleri zengin eden, köylüyü kendine düşman etmiş bir chp diktatoryası. aşağıdaki açıklama oğlu cinayete karışmış, chp döneminin önde gelen yöneticilerinden ankara valisi nevzat tandoğan tarafından yapılmıştır. hani şu meşhur tandoğan meydanı sayesinde adı ölümsüzleşen, chp'lilerin pek sevdiği "halkçı" insan.3 Mayıs 1944'te tutuklanıp huzuruna çıkarılan Osman Yüksel Serdengeçti'ye söylediği şu sözler tarihe geçti:
"Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lázımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin vazifeniz çiftçilik yapmak, askere çağırdığımızda askere gelmek..."
