efendim türkiye'de ahlaksız bir sendikacılık vardır. bir sendika düşünün. bu sendika ya iktidardaki partiye yakındır ya da diğer muhalif partilere yakındır. bir sendika illa bir partinin mensubu olmak, onun sözcülüğünü ve dolayısıyla avukatlığını yapmak zorunda mıdır?
sendika nedir? işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. işçi sendikaları, işkolu esasına göre bir işyerindeki işçiler, işveren sendikaları da yine işkolu esasına göre bir işyerindeki işverenler tarafından kurulurlar.
sendikanın kuruluş maksadı nedir? memur, işçi kısaca tüm çalışanların özlük haklarına sahip çıkmak, devletin haksız fiillerine tepki gösteren kuruluştur. şimdi gelelim türkiyedeki (ahlaksız) sendikacılığa. yok akp'nin sendikası, yok chp'nin sendikası, yok mhp'nin sendikası, falanın sendikası, filanın sendikası. bu ne yahu. oysa sendika herkes için olmalıdır. x kişi işçisi ile y kişi işçisi arasında ne fark olabilir? ikiside işçi. siyasi görüşü önemli değil efendim. bu kişilerin beraber anılmalarının sebebi aynı iş yerinde aynı statüde çalışmalarıdır. dolayısıyla özlük hakları da birdir. bir zam verilirse ikisine de verilecek, bir özlük hak sağlanırsa ikisi de faydalanacak.
kısaca efendiler, sendikalarda, çalışanları bir güzel soyan kuruluşlardır. her ay, üyelerinden belli bir miktar para toplayıp, en güzel şehir merkezlerinde, lüks binalar üzerine kurulmuşlardır. masa başında, önlerinde bilgisayar, akşama kadar çene çalan ve hiç bir işe yaramayan kimselerdir. sende günde 12 saat çalış. birileri kaymağını yesin.
