içinde barındırdığı duygu adlı yarışmacının eğer doğru zamanda dünyaya gelebilseydi imparatorlukları yıkabileceğini, derebeylikleri sona erdireceğini, kavimler göçünü başlatabileceğini, çağ açıp kapayabileceğini düşündüğüm yarışma. o nasıl taktiksel bir zeka, o nasıl strateji yeteneği hayranlıkla izliyorum kendisini. peki beni böyle düşündürten ne mi eski mevzulara gitmeden (ki gitsem oradan da ne ekmekler çıkar bana ama) sadece dün ki konseyden örnek vermek istiyorum.
bozok'la kavgalarında insanların gözünde antipatik konuma düşmeye başladığını hisseden duygu, fatmagül'e kol kanat gerip, zayıfı kollayan taraf olarak insanların gözünde itibar kazanmayı istemiş hatta kendi destekçilerine geçen hafta fatmagül'e mesaj attırıp onun baş düşmanı bozok'u elemesini sağlamıştı. ama bozok'u gönderdikten sonra adalar birleşmeyince kendisi de fatmagül'ün gitmesini bal gibi bildiği halde sırf arkadaşını satan kız olmak istememe adına bunu dile getirmedi ve kişilikli(!) duruşundan ödün vermemek adına murat'ın ismini konseyde yazdı. ama murat'ın gitmesini zerre kadar istemediğini de biliyor ve buna karşılık ne yapacağını merak ediyordum. ta ki bu akşam ki yayının tanıtımını görene kadar. fatmagül'le arasındaki kavga nasıl çıktı bilmiyorum ama kesinlikle duygunun alevlendirdiğine eminim. sesini aşırı yükselterek bu kavganın tanıtım videosuna girmesini garantileyen duygu, sesinin en yüksek çıktığı anlarda da fatmagül'ün beceriksizliğinden bahsederek hem insanların gözünde fatmagül'ün adada fazlalık olduğuna inanmasını planladı, hem de halihazırda kendini destekleyenlerin fatmagüle oy atmasını önledi. bütün bunları yaparken kendisini "arkadaşını satan kadın" konumuna düşmemesini sağladı.
koy bu kızı muhalefete hükümeti devirmezse adam değilim.
not: 1 aydır deli gibi izlediğim ; hali hazırda takip ettiğim tek tv programı. daha öncesinde acun'un hiç bir yarışmasını izlememiş bir insan olarak oldukça keyifli bir yapım ortaya çıkardığını söylemek gerekiyor.
