öykülerinde, mantık sınırlarını zorlayan olaylar ve kahramanlara, kimi zamanlar da fantastik unsurlarla zenginleştirilmiş kurgulara yer veren birçok yazarın, ciddi bir okuyucu kitlesine sahip olduğu bilinir. kuşkusuz her birinin, Terry Pratchett ya da J.K. Rowling kadar başarılı olması ve milyonlarca hayranını, kurguladıkları öyküler ve öykü kahramanları ile peşleri-sıra sürüklemesi beklenemez fakat bu türde eserler veren yazarlar; heybetli bir düş gücüne ve yaratıcı bir zekaya sahip olmalarının verdiği avantajla, öykülerini kurgularlarken bu işten büyük keyif alır ve bir anlamda kendilerini de tatmin etmiş olurlar.
"...ertesi gün uyandığında her tarafı kıpkırmızı kan içinde buldu, kalemi canan, o gece insan suretine bürünmüş, önce ahmet'in ilaçlarının hepsini içmiş, bu şekilde kendisini öldüremeyeceğini anlayınca bileklerini kalemtıraşın yedek jiletleriyle kesmişti. en azından ahmet'in gördüğü bu manzaradan anladığı buydu, ahmet korkmuştu, annesine seslendi, ses gelmeyince yatak odasına gitti ve annesini de kan revan içinde buldu, annesinin elinde bir bıçak, boynu kesik içindeydi, bu nasıl olabilirdi?.."
- sürekli körüklenen merak duygusuna bağlı olarak kademe kademe yükselen heyecan, öykünün, okuyucu tarafından soluk alınmadan okunup bir çırpıda bitirilmesine neden olur. burada önemli olan, okuyucunun ulaştırıldığı merak ve heyecan düzeyine yakışır bir sonun kurgulanıp-kurgulanamadığıdır ki eğer kurgulanamamışsa, okuyucu büyük hayal kırıklığı yaşar. sonuçları ise malum. bu kritik süreçten yüz akıyla sıyrılmanın da bir yolu olmalıdır elbet! misalen, final düğümünün çözümünü okuyucuya havale etmek gibi.
"...o günün tek gerçekliği ahmet'in ölümüydü. zeliha, oğlunun ardından çok gözyaşı döktü, çok yas tuttu. ahmet'in gerçek olarak kabul ettiği şeyler annesi zeliha için bu evrenin en büyük yalanlarıydı, belki de tam tersiydi, kim bilir?...
- bu tarz öykülerin genel karakteristiği; girift, süslü ve sanatsal ifadeler ile etkileyici mahal ve durum tasvirlerinin yer aldığı uzun tümcelerin sıklıkla kullanılmasıdır. umut vadeden yazar ise kısa tümceler ve yalın bir anlatım dili kullanarak bu beklentileri destekler bir tavır sergilememiş. bundan maksadı, okuyucuyu işin özüne çekmek olabilir, bilemiyoruz fakat bunun sonucunda türünün örneklerine oranla sanki biraz hafif kalmış öykü, okuyucu gözünde beklenen etkiyi yaratamamış. buna karşın, öyküde etkileyici durum tasvirleri de yok değil elbet.
şöyle ki,
"...ahmet geçirdiği yine kötü bir gün sonrasında, alı al, moru mor bir halde kendini yatağa atmıştı; bütün gün boyunca muhatap olduğu insanlardan ve ağzı olup da konuşan her türlü yaratıktan, güneş altında mayışan kedi köpek bezginliğinde, bedenini ve ruhunu sıyırmış, gecenin serin karanlığına ve sessizliğine kendisini bırakmıştı..."