bunun bir başka versiyonu da eğitim derecesine göre oy verme saçmalığıdır. akademik kariyerin arttıkça oyunun değeri artsın diye safsatalananlar var bu ülkede. ve yine bu ülkede en iyi rejimin askeri dikta olduğunu utanmadan, sıkılmadan söyleyebilen profesörler var. 12 eylül'de kendilerine altın tepsi içinde profesörlük bahşedilmiş akademisyenlerin bulunduğu bir ortamda çok da yadırganamaz elbet bu durum. ancak vergi vermeye gelince diploma aramıyorsun, askere almaya gelince diploma aramıyorsun, ama konu oy vermeye gelince "aoovv, bunlarınki de bir oy, benimki de bir oy" diyebiliyorsun canımın içi. istersen kölelik de gelsin ha? bilinçleri de test edelim. ülkeyi bölgelere ayıralım ve buradakilerin oy vermesine gerek yok değilim. istanbul'da gelir düzeyi yüksek semtlerde yaşayan insanlar oy kullanabilsin sadece, "cahil"lerin doluştuğu varoşlar oy kullanamasın mesela.
diğer "vatandaşlık yükümlülükleri"ni de istemiyorsan, bütün oylar, bütün diplomalar feda olsun sana canım kardeşim. ben şimdi kahvehaneye gidiyorum. bir şey olursa, oradan sorarsın beni.