ilgili başlığın tam metni '' sözlük yazarlarının ilk defa aşk ile tanışma hikayeleri '' olan başlık.
yeni bir şehir, yeni dostluklar, arkadaşlıklar, hayaller kurarken tanıdım ben aşkı. ogüne dek sadece ve sadece yaşamak için çarpan kalbim, onun adıyla çarpmaya başladı. aşk gönlünüze ilk defa taşınıyorsa dostlar, yanında arkadaşı kader eşantiyon olarak gelir çöker tepenize. kader önce gülümser size, aşk ile bağlar sevdiğinize, alışır, sevmeye başlarsınız zaman geçtikçe. gün gelir kader'in öteki hakikatli yüzünü görürsünüz. ayırır sizi sevdiğinizden -ki siz daha o iki kelimeyi sevdiğinizin gözlerinde kaybolup giderken, kulağına eğilip ruhuna fısıldayamamışınızdır.
o cümleyi kurmak istersiniz, sevdiğiniz geri adım atar... o kurmak ister, bu sefer siz geri çekersiniz kendinizi. kardeşi gün gelir, ''happam seni seviyor '' der size, ufacık çocugun cümleleri sevindirse bile gene içinizde tutarsınız o sevgiyi. gün gelir ayrılık vakti çalar kapınızı, taşınacaklardır, ilk defa bir kız için dökülür gözyaşlarınız, yanaklardan süzülüp akar yüreğinize. aşkınızdan ümidi kesecekken ailesinden duydugunuz o cümle '' bayram, seyranlarda geliriz '' demesi tutunduğunuz son daldır, umuttur.
gider... eliniz kolunuz bağlıdır, yaptığınız tekşey akşamları balkona çıkıp, sokağı aydınlatan sokak lambasınla dertleşmektir. beklersiniz, aylar geçer ve ardından yılar, umudunuzu asla yitirmez o verilen beyhude söze tutunup, sevdanızı büyütürsünüz. aşk, dostlarım sevdiğiniz yanıbaşınızda dğilse tek başına ağır gelmektedir....
geçen yılların ardından, bir gece kapınız çalar... onlar gelmiştir, lakin ayak üstü bir merhabayla gideceklerdir. sevdanız sizden 2-3 metre uzaklıktadır, gördüğünde insanın sıkıca sarılası gelir ama yapamaz, konuşmazssınız konuşan gözlerinizdir. gözlerindeki o pırıltıyı görürsünüz, ilk zaman ki gibidir gülümser hafiften ruhunuza ve ısınır yüreğiniz. gittiklerinde, ardından sonkez görebilmek adına, bakarsınız balkondan arabaya biner arka cama yapışır ve bakar size. el sallamakla yetinirsiniz ve gene gider...
içinizde beslediğiniz bu sevdayı inceden sır mahiyetinde çıtlatırsınız sevdiklerinize, onlar der ki çocukluk, gelir geçer. gelen gelmiştir ama geçiren hayattır size. sevmenin belli bir yaş ortalaması yoktur, siz aşkı beklemesenizde gün gelir köşeyi döndüğünüz an çıkar karşınıza elbet. bu son gelişin ardından sevdanıza daha bi sahip çıkarsınız, aşkın alevini körükler sevdanızı tek başına büyütür, yaşarsınız. saplantı, sevdiğinize ve aşkınıza zarar veren bir çeşit hastalıktır. bu ise aşkın en saf halidir. belki platonik, biraz melankolik.
onun en sevdiği parçayı '' bir demet yasemen '' i dinleyerekten hicaza ah çekersiniz gecelerce, başkasını sevmeyi denemeyi dahi düşünmezssiniz hayatınız ilk sevdanız olmuştur. zaman geçer, tekrardan yolunuz kesişir sevdanızla bir ziyaret daha hemde en uzun olanından hey yavrum hey nidalarıyla beklersiniz, senelerce beslediğiniz aşkınızın tek sahibini. kapı açılır içeri girer, senelerden sonra içeri giren sevdanız değilde başka bir yabancıdır sanki, gözlerine bakarsınız donuktur kara gözleri. hayal kırıklığının dibine vurur, o saatleri sessizce geçirir gene konuşmazssınız ve gider sevdanız.
o gün dersiniz, vakit yeniden sevme vaktidir ey gönül...
lakin, o kadar kolay değildir bu durum, gönlünüzde yer eden bu sevdayı çıkarmak, silip atmak unutmak mümkün değildir. her gözde o aşkın parıltısını ararsınız, her gülümseyişte onu düşlersiniz ama onu bulamazsınız.
o sebeble aşk, herkesi ayrı yıkar, farklı yakar dostlarım...