sahaflardan alınan şeylerin yaşattığı duygu

entry9 galeri
    1.
  1. tanımlamak zor olsa gerek, yılların yaşanmışlıklarının üzerlerine sinmişliği, belki de çok mutlu evlerde geçen ömürleri, evin yaşlılarına ait bir kütüphane dolusu kitabın ölümünden sonra çocuklarınca ikinci el dükkanlarına satılması ya da öğrenciliğini tamamlamış kişinin memleketine dönerken eşyalarını satması.

    bunları düşündürüyor bana.

    90 lı yıllarda üniversitede okuduğum dönemlerde pazar günleri kadıköy'de balık pazarının arka tarafında bit gazarı gibi bir yer olurdu. saçma çuval gibi sergilerin üzerinde 1000 lerce değişik parçadan oluşan garip şeyler, eski polaraid makinalardan vhs kasetlere, ses,hey,hayat dergilerinden plaklara kadar, aklın hayalin alabileceği sonsuz şeyler. düşünürdüm nasıl insanların elinde nasıl hayatlar yaşadıklarını bu eşyaların. her birinin kokusu; içerisinde yaşadığı evle bütünleşmiş, üzerlerindeki her bir çiziğin, zedelenmenin bir hikayesi olduğunu kurgulardım kafamda.

    beyazıt sahaflarını, kadıköy akmar sahaflarını anımsarım, her birinin kokusu, bilinçaltıma kazıdığı duygu farklıdır bünyemde. hala da gezerim antalya'da sahafları en az ayda bir kere.

    eski mizah dergilerine dokunurum, gırgır dergisini her elime aldığımda; çocukluğumda dayımın istanbul'dan zonguldağa gelirken otobüste gırgır okumasını ve bana aldığı zambo çikolatayı anımsarım. bir plak aldığımda elime; dedemin bana aşıladığı müzik ve plak sevgisi gelir aklıma.

    mesela bir gün

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/445372/+

    plağını bulmuştum topkapı sahaflarda, dikkatle inceledim, erol günaydın'dan, haldun dormen'e, hadi çaman'a kadar onlarca imza üzerinde. işte onu gördüğün anın duygusu tarifsiz, türkiye'nin bir dönemine iz vuran tiyatroculara dair bir şeyler var elinde.

    işte demek istediğim; bu tarz ürünlerin sağda solda çürümesinden yana değil gönlüm, değerleri bilinmeli, yeni evlerde hayat bulmalılar diye düşünüyorum.

    sahafları seviyorum.
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük