büyük şehirlerde çalışıp yaşamak zorunda olan insanların içine düştükleri hayat gailesi ile oradan oraya koşturarak tükettikleri zaman, dönüp de kendilerine, dahası o hayatı neden ve bu şekilde yaşamakta olduklarına dair düşünme fırsatı vermez. çoğu kez birer insan olduklarını dahi unutup gün boyu bir makine gibi çalışır dururlar. adeta otomatik pilotaja bağlanmıştır yaşamları. yoğun bir tempoda lakin tekdüze, hep aynı minvalde akıp gider. ne vakit bir seyahate çıkar da dağları-bayırları, çiçeklenmiş yemyeşil çayırları görürler; işte! o vakit doğanın bir parçası olduklarının, soluk alıp-verdiklerinin, duyup hissettiklerinin ve nihayetinde insan olduklarının farkına varırlar. yaşamın, yaşamakta oldukları haline isyan edeleri gelir. yol hikayeleri çoğu zaman, işte! bu uyanışın, farkına varışın coşkusuyla karşılar bizleri.
tıpkı öykümüzde olduğu gibi;
"...kar vardı dağlarda, yeşillenen dağlar da vardı. yıldızsız, aylı bir gün ortası. yol devam ediyordu 23 numaralı koltukta camdan yol çizgilerini takip ediyordu..."
- ve ardından yapılanlar, gözlemler, değerlendirmeler;
"...bitimli dağları aştım, yılan yolları, büyük barajları, iki büyük şehir arasında kalan küçük şehirlerden geçtim. küçük şehirlerde uyudum uyandım yürüdüm şiirler okudum ve şarkılar söyledim. kuşları ve indirimli biletlerle devlet tiyatrolarının oyunlarını izledim. hayaller kurdum alkışladım güldüm ağladım. işıklandırılmış köprülerin altındaki banklarda oturup sigara içtim kitap okudum kuşları ve uçmayı dağları nehirleri ve civanları düşündüm. sevdiğim kadını ve kadınları düşündüm. sevişen insanları düşündüm, kasıklarımın ağrısını dindirdim..."
- özlemler...
"...virajın alınmasına az kala ufuk ile tepesindeki kuşla buluşmaya başlayan çıplak ağacı ve sıcaklığını esirgeyen güneşi izledim. biletim soruldu su isteyip sakladım. hiçbirinin gitmek istediğim yere götürmediği, özenle sakladığım biletlerimi, kaybettiklerimi ve kazandıklarımı, ağladıklarımı ve güldüklerimi, fırını ve portakal soyan küçük parmaklı elleri..."
- ve sonuç;
"...viraj bitti ağaç ufukla birleşti, güdülendiği yöne havalandı kuş..."
- hoş bir öykü fakat çok kısa... yaşamda gözlemlenen tutarsızlık ya da yanlışlar vurgulanmış elbet ama anlatılmak istenilenleri okuyucu nezdinde netleştirmek ve pekiştirmek için öyküye biçilen zaman yeterli olmamış. bu nedenle de tespitler biraz havada kalmış.