yıl 1999.. bizim evde atari oynuyoruz.. iki kol olduğu halde ben bu piçi bekleterek oynatıyorum.. double dragon ya da onun benzeri bir oyun var.. çok zevkli.. bu piçte kaç gündür gelip gidip oyunun kasetini benden istiyor.. ben de vermiyorum haliyle.. bi gün yine çağırdım bunu ben oynuyorum gel sen de izle diye.. oynarken sıkıştım işemeye gidicem.. al dedim kolu ben gelene kadar oyna.. tuvalete gittim geldim bi baktım yavşak gitmiş.. neyse ben oynamaya devam edim dedim.. oyun donmuş.. kaseti çıkartıp takıyorum, atariyi açıp kapatıyorum yok.. bir türlü açılmıyor oyun.. saatlerce uğraştım neden açılmıyor diye.. en sonunda sinirden oyun kasetini alıp duvara attım.. kaset ortadan ikiye açıldı.. gözlerime inanamadım, kasetin içinde disk yok.. piç içindeki diski almış kapağını kapatıp öylece koymuş atarinin içine.. o sinirle gittim bunlara.. baktım yavşak ağzının suyu aka aka double dragon oynuyor.. hem de benim oyun kasetimle.. bunu öyle görür görmez, arkasından tutup yere yatırdım.. kafasına bastım.. kolu aldım yerden, ayağım kafasına basılı halde oyundan tam beş bölüm geçtim.. nefessizlikten boğulacakken yavşağı son an da bıraktım..