çok yanlış olarak kullanılmış tabirdir: açıklamak gerekirse.
halk arasında tecavüz diye nitelendirilen, nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından(tck m.102/2) "beden ve ruh sağlığının bozulması" bir ağırlaştırıcı sebep değildir. maddede kesinlikle böyle bir ifade yoktur. o halde tahkikatta öncelikle vücuda sair bir cisim sokulup sokulmadığına ve mağudurun rızası olup olmadığına bakılır. şartları varsa suç oluşur.
çok karıştırılan o tabir nitelikli cinsel saldırı(tecavüz) bakımından değil; cinsel istismar suçu bakımından mevcuttur(tck m.103) zaten bu şart suçun oluşması bakımından şart değildir!şayet mağdurun istismardan ayrıca ruh sağlığı bozulmuşsa ceza artacaktır.
böyle bir hükmün getirilmesiyse şu bakımdan isabetlidir. cinsel istismarın gerçekleşmesi mutlaka vücuda sair bir cisim sokulmasına gerek yoktur. cinsel saikle bir çocuğa hafifçe dokunulması dahi bu filli gerçekleştirebilir. fiil çok yoğun değil ve çocuk bunu anlayacak kapasitede değilse ruh sağlığı bozulmayabilir. dolayısıyla her cinsel istismar fiili çocuğun ruh sağlığını bozacak değildir. olur da fiil çok yoğun ve çocuk da durumun farkındaysa ruh sağlığı bozulabilir. bu halde sanığa verilecek ceza artacaktır.
Çocukların cinsel istismarı
MADDE 103. - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
görüldüğü gibi hüküm cinsel saldırı değil, cinsel istismar bakımından öngörülmüştür. nitelikli cinsel saldırıda tabiki mağudurun ruh sağlığı bozulacaktır. ancak her cinsel istismarda mağdurun ruh sağlığının bozulması, fiilin yoğun olmasının aranmaması ve mağdurun yaşı da gözetildiğinde, mümkün değildir. nitelikli cinsel saldırı çok şiddetli bir fiile gerçekleştiriliyorken, cinsel istismar bakımından böylesine yoğun bir fiilin aranmaması yukarıda atıf yapılan altıncı fıkranın getirilme sebebidir.